Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17283 E. 2018/24969 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17283
KARAR NO : 2018/24969
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait sebze ve meyve halinde 15.01.2000-08.07.2013 tarihleri arasında hamal olarak çalıştığını, kendisine fazla çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebinin olumsuz karşılanması üzerine davacı tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret ve birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının çalışmasının düzenli olmadığını, davacının fazla çalışma yaptığını iddia ettiği sürelerde kendi hesabına çalıştığını, çalışma şartlarının işe girdiği zamandan beri aynı olduğunu, davacının kendisi rızasıyla işi bıraktığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının ispatı bakımından da geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı nezdinde meyve-sebze halinde hamal olarak çalışmış olup, haftanın yedi günü 05.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, yaz aylarında bu çalışmasının gece 23.00’e kadar sürdüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, tanık beyanlarına göre davacının 45 saatin üzerindeki çalışmasının kendi nam ve hesabına olduğu gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak dinlenen tanıkların ortalama beyanlarına göre, davacının yaz döneminde haftanın yedi günü 05.00-20.00 saatleri arasında; kış döneminde ise haftanın dört günü 06.00-18.00, iki günü ise 05.00-17.00 saatleri arasında çalıştığı, 1 gün hafta tatili kullandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının yazın fazla çalışması karşılığında üç ay boyunca çift aylık aldığı davacı tanıklarının da kabulündedir. Bu sebeple, çalışma saatleri bakımından belirtilen saatler esas alınarak ve davacıya yazın yapılan çift aylık miktarının fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı hususu da gözönünde bulundurularak davacının fazla çalışma alacağının hesabı gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, davacı dava dilekçesinde ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmasına ilişkin beyanda bulunmaksızın dini-milli bayram ve resmi tatil alacağını talep etmiş olup; Mahkemece hükme esas alınan raporda, davacının dini bayramların ilk günü dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmek suretiyle ilgili alacak hesaplanmıştır. Davacı tanıklarının konuya ilişkin beyanı bulunmadığından, davacının talep konusu alacağın varlığını ispatlayamadığı kabul edilerek ilgili alacağın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.