Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17268 E. 2018/24437 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17268
KARAR NO : 2018/24437
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 03.05.2007 – 03.02.2010 tarihleri arasında grafiker olarak çalıştığını, davacının iş aktinin iş veren tarafından 25.01.2010 tarihinde feshedildiğini , 25.01.2010 tarihinde yapılan fesih ile ilgili olarak hiçbir yazılı bildirim yapılmadığını, yapılan feshin usulsüz ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil çalışma ücretine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının rekabet kurallarına aykırı olarak başka bir reklam ajansında çalışması sebebi ile iş aktine haklı sebeple son verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularından biri de ; işçinin kullandırılmayan yıllık izin süresinin bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde de bu günlere ait ücret talebinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalıştığı süre boyunca 28 gün yıllık izine hak kazandığı, davacının 7 günlük yıllık iznini kullandığını beyan ettiği, geriye kalan 21 günlük yıllık izinin kullandırıldığına dair dosyada yazılı delil bulunmadığı, davacıya banka kanalıyla ödenen 250 TL yıllık izin ücretinin mahsubundan sonra bakiye kalan yıllık izin ücretinin davacıya ödendiğinie ilişkin dosyada yazılı delilin bulunmadığı belirtilmiş, davalı vekilinin sunmuş olduğu 24/09/2010 tarihli cevap dilekçesinde açıkça belirtmiş olduğu delillerinin yanı sıra diğer deliller şeklinde yemin deliline de dayandığı anlaşılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki, eldeki dosyada dava tarihi 29/06/2010olduğundan, uyuşmazlığın mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HUMK) hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da bu görüştedir.
Bilindiği gibi, davanın çözümlenmesine etkisi olan bir vakıanın ispatı için, ispat yükü kendisine düşen tarafın diğer tarafa teklif ettiği yemine, taraf yemini veya kesin yemin denir ((HUMK m.344).
Hakim tarafından re’sen teklif edilen yemin (HUMK m.355-362) karşıtı olarak kullanılan taraf yemininde, yemin teklifini taraflardan biri diğerine yapmaktadır. Bu cümleden olarak, yemin teklifini ispat yükü kendisine düştüğü halde iddiasını veya savunmasını başka delillerle ispat edememiş taraf yapar.
Bu halde, ilk önce diğer delillerin incelenmesi ve bunlar ile iddia veya savunma ispat edilememişse ancak bu takdirde yemin deliline başvurulması gerektiği kuşkusuzdur. Eş söyleyişle, diğer delilleri ile birlikte yemin delilini de bildirmiş olan taraf, diğer delillerle iddia veya savunmasını ispat edemezse, o zaman kendisine yemin teklifi hakkı kullandırılmalıdır.
Kuşkusuz, kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Yasal olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez.
Yemin deliline dayanılabilmesi de ancak, ya tarafların delil listelerinde açıkça bu delile dayanmaları veya davacının dava dilekçesinde, davalının da cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmaları ya da uygulamada kabul edildiği şekliyle sair deliller ifadesine yer vermeleri ile olanaklıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da bu görüştedir.
Somut olayda; yıllık izinlerin kullandırıldığı veya karşılığı ücretin ödendiği hususunda ispat külfeti üzerinde olan davalının yıllık izinlerin kullandırıldığını veya karşılığının ödendiğini dosya kapsamında yazılı delille ıspat edemediği ve cevap dilekçesinde de diğer deliller ifadesini kullanmak sureti ile yemin deliline de dayandığı anlaşıldığından, davalı tarafa yemin teklifi hatırlatılıp dayanılan yemin delilinin gereği yapılmak sureti ile karar verilmesi gerekirken, bu durum gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/11/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.