Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17181 E. 2018/23814 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17181
KARAR NO : 2018/23814
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının iş akdine haklı neden olmadan son verildiğini beyan ederek ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, ancak vicdani gereklilik nedeni ile kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdak bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlar yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Yurt içi tır şoförleri bakımından fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir ise de takometre kayıtları bulunması halinde inceleme bu kayıtlar üzerinden yapılmalıdır. Yurt içinde çalışan tır şoförünün hafta tatili ile bayram ve genel tatillerde çalıştığını her türlü yazılı delil veya tanıklarla kanıtlaması mümkündür. Ancak ulusal trafik kurallarına göre günde belli bir saat araç kullanma zorunluluğu sebebiyle fazla çalışma yapıldığının inandırıcı delillerle ispatı gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı, LPG taşıma işinde şoför olarak çalışmıştır. Fazla çalışma ücreti alacağı, tanık anlatımları doğrultusunda haftada 37,5 saat için hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Ancak yapılan işin niteliği, davalı işyerinde aynı işi yapan bir başka çalışanın açtığı davada verilen ve dairemizden onanarak kesinleşen 14.09.2017 tarih, … esas-2017/18019 karar sayılı ilamdaki kabuller ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 98. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının haftada dokuz saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi dosya içeriğine uygun düşecektir. Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
Kesin delil niteliğindeki yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemindir. Yemin teklif edecek taraf, ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır.
Mahkemece yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ancak ispat yükü kendisine düşen tarafın yemin deliline başvuru hakkının varlığı ile mümkündür. Kanuni olarak kullanılma hakkı bulunmayan bir hakkın varlığının mahkemece hatırlatılması da düşünülemez.
Somut olayda dava, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde açılmıştır. Davalı vekili delil listesinde, diğer delillerin yanında sair delillere de dayanmıştır. Bu nedenle davalıya, yemin delil ile ispatı mümkün olan konularda davacı tarafa yemin teklif etme imkanı tanınarak karar verilmesi gerekirken, davalı vekilinin bu yöndeki talebi değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.11.2018 gününde oybirli ile karar verildi.