YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17136
KARAR NO : 2018/23601
KARAR TARİHİ : 06.11.2018
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Belediye bünyesinde değişen alt işveren şirketler işçisi olarak 20.07.2006 tarihinden itibaren şoför olarak çalıştığını, Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı emeklilik için yaş dışındaki koşulları taşıdığına dair belgeyi işverene sunarak iş akdini haklı nedenle feshetmesine karşın işçilik tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, alacaklarına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının istifa suretiyle iş akdine son verdiğini, davacıya son alt işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatlarına mahsuben ödeme yapıldığını beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında davacının ücretinin belirlenmesi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı tarafından dava dilekçesinde aylık ücret tutarı konusunda açıklamada bulunulmamıştır. Davalı taraf ise davacının ücretinin asgari ücret olduğunu savunmuştur. Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; davacının ücretinin hizmet döküm cetvelinde süreklilik gösteren dönemlere göre belirlendiği belirtilmiş, ancak bu tutarların sosyal yardım alacaklarını da içerip içermediği, yani çıplak yada brüt ücret olup olmadığının anlaşılamadığı ifade edilerek, söz konusu tutarlara göre ve asgari ücret ihtimaline göre terditli hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, bilirkişinin davacının hizmet dökümünde görünen tutarlar üzerinden yapmış olduğu hesaplamalara itibar edilerek hüküm kurulmuşsa da; bu kabule göre davacının son ücreti aylık 1.632,90 TL’ye tekabül etmesine karşın, dinlenen tanıklarının işten ayrıldığı tarihte davacının 1.000,00 TL, 1.275,00 TL kadar ücret aldığını bildirmeleri nedeniyle, sosyal yardımlar haricinde davacının asgari ücretle çalıştığı anlaşıldığından aksi yöndeki değerlendirme isabetsiz olup, davacının fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin alacaklarının yeniden hesaplanarak hüküm altına alınması için bozma kararı verilmesi gerekmiştir.
2-Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def’inde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Somut olayda davacının 19.06.2015 tarihli ıslah dilekçesine karşı davalı tarafça süresinde olmak üzere 26.06.2015 tarihinde zamanaşımı def’inde bulunulduğunun anlaşılmasına göre, Mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def’i değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.