Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16431 E. 2018/24514 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16431
KARAR NO : 2018/24514
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı … vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalılardan …’un müvekkili şirketin satın alma departmanında aktif bir pozisyonda 06.01.2006- 27.12.2010 tarihleri arasında çalıştığını ve istifa ettiğini, istifanın ardından bizzat kendisi tarafından iade edilen satın alma defteri incelendiğinde özellikle büyük bir kısım satın alma işlemlerinin davalı … Teknik Isıtma Endüstri Ürünleri Ltd. Şirketine verilmesinin sağlandığını ve dava dışı … San. A.Ş.’nin iskontosuz liste fiyatları dikkate alınmak suretiyle teklif hazırlatılarak satıldığını, diğer davalının teknik firmasına yönlendirildiğini, bu ve benzeri işlemlerle her bir satın alma işleminde davalı … tarafından %30-50 oranlarında daha pahalı olarak iç satış işleminin gerçekleştirildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL maddi zararın ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, esas yönünden ise serbest piyasa koşullarında oluşan ticari fiyatlamalar ve ürün kalitesine göre değişen serbest piyasa fiyatları karşısında davanın reddi gerektiğini; Davalı … Teknik Isıtma Endüstri Ltd. Şirketi vekili ise, davanın ticaret mahkemelerinin görevine girdiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının kusur ve zararı ispat etmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, mevcut alım satım işlemleri neticesinde davacının zararı doğmuş ise taraf şirketlerin sorumluluklarının ne tutarda olduğu husususunun davacı ve davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında kaldığı bu uyuşmazlığın çözümünde yetkili Mahkemenin ise İş Mahkemesi değil Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle şirket yönünden açılan davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; işçi … hakkında açılan davaya ilişkin ise; dava konusu dönemde davacı şirket ile bu davalı arasında işçi-işveren ilişkisinin mevcut olduğu, davacı şirket satın alma yetkilisi olan davalının gelen fiyatları bilgisayarında bulunan programına yükleyip üst amiri olan satın almadan sorumlu müdürüne gönderdiği, müdürün gelen satın alma bilgilerini değerlendirip uygunsa bir üst amiri olan Genel Müdür Yardımcısına gönderdiği, Genel Müdür Yardımcısının da gerekli incelemeyi yaptıktan sonra uygun gördüğü taktirde uygundur şerhiyle Genel Müdüre gönderdiği,genel müdürün incelemesinden sonra onay vermesi halinde satın alma işleminin yapıldığı, davalının da satın alma işleminde başlangıçtan sonuna kadar normal prosedürü uyguladığı, davacının bu işlemlere davacı şirket içinde karar veren tek yetkili konumunda olmadığı, yapılan işlemlerin davacı şirketin iç işleyişi anlamında davacı şirketin karar ve uygulamaları olduğu, şirketin basiretli bir tacir olarak yaptığı işlem ve eylemlerin sorumluluğunun kendisinde olduğu, davalı …’un sadakat borcuna aykırı olarak ifa ettiği eylemler yoluyla esasen elde edemeyeceği bir yarar iddiasına ilişkin olarak davalının malvarlığında gerçekleşen bir artışa, zenginleşmeye, menfaate ilişkin hiçbir veri olmayıp, davacı şirketten menfaat elde etmek için davalı şirket ile el ve işbirliği içinde eylemlerde bulunduğu şeklinde ileri sürülen hususun cezai müeyyidesinin bulunduğu, oysa davalı hakkında bir ceza soruşturmasının var olduğunun davacı tarafça iddia ve ispat edilmediği, hal böyle olunca davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari işlemlere yönelik tazminat isteminde davalı işçiye husumet düşmediği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı … vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre hükmü temyiz eden davacı ve davalı …’un aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının işçisi olan davalı … tarafından diğer davalı ile yapılan hukuka aykırı anlaşma doğrultusunda yapılan satış işlemleri ile ilgili olarak davacı şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı, uğranılan maddi zararın davalı işçiden tahsilinin gerekip gerekmediği konusundadır.
Davacı şirketin zarara uğradığını iddia ettiği satın alma işlemleri ”…” marka vanaların alımına ilişkin işlemlerdir. Dava dışı … firmasının davacı şirkete gönderdiği 03.01.2013 tarihli mail ile, peşin alımlarda %40, 60 gün vadeli alımlarda %35, 90 gün vadeli alımlarda %30 iskonto yapıldığı bildirilmiştir. Dava dışı … firmasının üretici firma olduğu; … firmasının ise satıcı firma olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, … teknik firmasından değişik tarihlerde toplam 1.348,478 TL tutarında vana alımı yapıldığını, dava dışı … firmasının 03.01.2013 tarihli mailine göre satıcı firma … firmasından %35 oranında fazla miktarda fiyat ile alım yapıldığını, satın alma ile görevli diğer davalı işçinin ise piyasa fiyatının çok üzerinde olan bu alımları gerçekleştirmede esas görevli olması nedeniyle uğranılan 598.906,154 TL zarardan sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Nitekim, dava dışı … firması davacı yana gönderdiği mailde, malzemelerin satış fiyatlarının teklifte verilen fiyatlardan farklı olduğunu ancak davalı … ile davacı firma arasında var olduğu söylenen bir anlaşma nedeniyle teklif fiyatlarını … firmasının belirlediğini, bundan sonraki teklif taleplerinin aracı olmaksızın doğrudan verileceğini belirtmiştir.
… firması ise, malzemenin sabit bir değeri olmadığını, piyasada değişken fiyatları olduğunu, serbest piyasa ekonomisinin söz konusu olduğunu, … marka vanaların piyasadaki satış fiyatlarının incelenmesi gerektiğini, farklı markalar ile ürün kıyaslaması yapılamayacağını ve iddia edilen maile konu indirimin bayinin indirim hakkı olduğunu yoksa piyasadaki satış fiyatı olmadığını; davalı işçi ise kendisinin satın alma konusunda tek yetkili olmadığını savunmaktadır.
Davalı işçi, 21.04.2009 tarihinden itibaren iç ve dış tüm teknik satın almalardan (hammadeler haricindeki tüm teknik hizmet ve mal alımı) görevli kişidir.
Mahkemece, davacının bu işlemlere davacı şirket içinde karar veren tek yetkili konumunda olmadığı, yapılan işlemlerin davacı şirketin iç işleyişi anlamında davacı şirketin karar ve uygulamaları olduğu gerekçesiyle işçiye yönelik davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma yetersizdir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu da uyuşmazlıkları gidermeye yönelik olmadığı gibi denetime de elverişli değildir.
Davacı işverenin zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zararın miktarı ve davalı işçinin zararın meydana gelmesinde kusur oranı yöntemince belirlenmemiştir.
Dava dışı … firmasının davacı firmanın satın aldığı vanaların fiyatlarını davacı firmaya piyasaya sattığı tutarların üzerinde bildirip bildirmediği, davacının zarara uğradığını iddia ettiği miktarın dava dışı … firmasının aynı marka vanaları piyasaya daha uyguna satmasına karşın kendisine daha fazla fiyat teklif etmesinden mi kaynaklandığı; yoksa dava dışı … firmasının teklif ettiği satım fiyatının … firmasının teklifinden daha yüksek olmasının nedeninin … firması ile Akteknik firması arasındaki anlaşmadan mı kaynaklandığı netleştirilmemiştir. … firması ve dava dışı … aynı tip vanalara fiyat verirken, … firması üretici firma olmasına rağmen … firmasından hep daha yüksek fiyat teklif etmiştir. Bu hususun nedeni ortaya konulmadığı gibi, davacı firmanın alımlarında tekliflerin sadece bu iki firmadan mı alındığı, başka firmalardan fiyat teklifi alınıp alınmadığı, diğer firmaların teklif ettiği fiyatların ne kadar olduğu belirlenmemiştir. Ayrıca, 2011 tarihli mailde bildirilen iskontoların daha önceki yıllar için de geçerli olup olmadığı da açık değildir.
Öncelikle davacı firmanın yapmış olduğu alımlar nedeniyle gerçekten zarara uğrayıp uğramadığı ve miktarı belirlenmelidir. Bunun için de yukarıda belirtilen hususları da içerir denetime elverişli rapor alınmalı, davacı firmanın almış olduğu aynı marka ve türdeki vanaları gerçekten piyasa değerinin üzerinde bir fiyatla alıp almadığı belirlenmelidir.
Bundan sonra da, davacı firma gerçekten zarara uğramış ise, davalı işçinin tek yetkili olmamasının kusurunu tamamen ortadan kaldırmayacağı, netice olarak piyasadan teklifleri almak ile bir başka deyişle vanaların piyasa fiyatlarını araştırmak ve aynı marka ürünün en uygun fiyatını bulmak ile davacının görevli olduğu nazara alınarak kusur oranı belirlenmeli ve sonucuna göre davalı işçi yönünden açılan dava hakkında bir karar verilmelidir.
3-Kabul şekline göre, davalı işçi yönünden esastan ret yerine husumetten ret kararı verilmesi de hatalı olmuştur. Mahkemece yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapıldıktan sonra davalı işçinin sorumluluğu esastan değerlendirilmeli ve avukatlık üceti de buna göre belirlenmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.