Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16408 E. 2018/23894 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16408
KARAR NO : 2018/23894
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı … Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin … Belediyesinde ihale ile iş alan davalı … inşaat Turizm San ve Tic. Ltd. Şti. ile … inşaat Turizm San ve Tic. Ltd. Şti. adi ortaklığının … Kongre Merkezi inşaatında 09.05.2014 ile 24.10.2014 tarihleri arasında bekçi olarak çalıştığını, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına ait ücretlerinin ödenmediğini, davalıların davacı ile birlikte onbir arkadaşının iş sözleşmesini haksız ve sebepsiz olarak feshettiği ileri sürerek, davalılardan … Belediyesinin davacının ödenmeyen üç aylık ücret alacağından sorumlu olduğu için üç aylık ücreti ile sınırlı olmak üzere ücret (dört aylık) alacağı ile ihbar tazminatı, fazla mesai, bayram tatili ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Belediye vekili, dava konusu işçilik alacakları hususunda sorumluluklarının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının çalıştığı … İnşaat Turizm San. ve Tİc. Ltd. Şti. ile … İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı Belediyeden iş alan şirketlerden olduğu, davalı Belediyenin benzeri işleri yıllara göre çeşitli firmalara gördürdüğü, dosyada bulunan ihale dökümanına göre işlerin görülmesinde Belediye araçları kullanıldığı ve işçilerinin de çalışacağı işi alan firmalarda çalışacak işçilerin tespitinde belediyenin etkin olduğu ayrıca çalışma düzeni ve firmalarda çalışacak işçilerin ücretlerinin tespitinde de Belediye etkin rol aldığından davacı ile davalı Belediye arasında doğrudan işçi işveren ilişkisi bulunduğundan davalılar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisinin bulunması nedeniyle davalıların davacının alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı Belediye vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır. Yapılacak olan kontrol ya da işçinin başvurusu üzerine ödenmeyen ücretlerin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, belli şartlarla ihale makamının sorumluluğu söz konusu olur. İhale makamının yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamış olmaları, kamu kurumunun anılan madde kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Maddede sözü edilen ücret her hak ediş dönemi için “son üç aylık temel ücret” olarak değerlendirilmelidir. Yine ihale makamının ihbar ve kıdem tazminatı ile kullandırılmayan izinler sebebiyle herhangi bir sorumluluğu söz konusu değildir.
İhale makamı olan kamu kurumunun, her hak ediş dönemine ilişkin son üç aylık ücretten sorumluluğu, kanundan doğan bir sorumluluktur.
Somut olayda Mahkemece, davalı Belediye ile davalı şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu kabul edilmiş ise de, davalılardan … Belediyesinin ihale makamı olarak ihale ettiği … Kongre Merkezi yapım işinin diğer davalı şirketlerden oluşan adi ortaklığa verildiği, sözleşme ve kayıtlar incelendiğinde işin bütün olarak anahtar teslimi şeklinde ihale edildiği, işin anahtar teslimi götürü bedel usulü ile ihalesi halinde taşeron ile ihale makamı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi ve buna dayalı sorumluluk oluşmayacağı, dolayısıyla davalılardan belediye açısından diğer davalılar ile arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki davacı dava dilekçesinde davalı belediyenin ihale makamı olarak sadece ödenmeyen üç aylık ücret alacağından sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Bu durumda, mahkemece talep aşılarak ve yasal düzenlemelere aykırı olarak davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabul edilmesi hatalı ise de, hükümde davalı Belediyenin sadece ücret alacağından sorumlu tutulması nedeniyle sonuca etkili olmayacağından bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre davacı dava dilekçesinde, davalılardan … Belediyesinin davacının ödenmeyen üç aylık ücret alacağından sorumlu olduğu belirtilerek ücret alacağının 3.000,00 TL ile sınırlı olarak davalı belediyeden tahsilini talep etmiş ve mahkemece de hükmedilen ücret alacağının 3.000,00 TL’sinden davalı belediyenin sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Bu durumda, davalı belediye yönünden reddedilen kısım bulunmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmesi hatalı olmuştur.
Belirtilmesi gereken diğer bir hususta, Mahkemece karar gerekçesinde davacının iş akdinin, davalı tarafça haklı bir neden olmaksızın bildirimsiz olarak feshedildiği ve davacının ihbar tazminatı talep etme hakkı bulunduğu kabul edilerek, hesap bilirkişi raporu ile tespit edilen miktarın davacıya verilmesi gerektiği belirtilmesine karşın, bilirkişi raporunda tespit edilen brüt 652,76 TL ihbar tazminatı yerine net 244,65 TL ihbar tazminatına hükmedilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.