Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16366 E. 2018/24507 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16366
KARAR NO : 2018/24507
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş akdine haklı bir neden bulunmadan son verildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece, tanık beyanlarından hareketle davacının haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek bu alacak hüküm altına alınmıştır. Dairemizce aynı gün temyiz incelemesine tabi tutulan Dairemizin 2017/16366,18553 ve 19178 esas sayılı dava dosyalarının ve hizmet alım sözleşmesi eki şartname içeriklerinin incelenmesi neticesinde, davacının talebi de gözönünde tutularak, davacının haftanın 5 günü 08.00-17.00 arası, bir günü ise 08.00-16.00 arası yasal ara dinlenme sürelerinin düşülmesinden sonra haftada 7 saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılmaktadır. Mahkemece, davacının haftada 7 saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi yerine 12 saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında hafta tatili günlerinde çalışılıp çalışmadığı da bir diğer uyuşmazlık konusudur. Az yukarıda fazla çalışma ücret alacağı için açıklanan ispat kuralları bu alacak kalemi için de geçerlidir.
Dairemizin 2017/16366,18553 ve 19178 esas sayılı dava dosyalarının birlikte incelenmesi neticesinde, davacının hafta tatili günlerinde çalıştığı konusunda somut, inandırıcı ve yeterli bir delil bulunmadığından bu alacak kaleminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
4- Mahkemece hükmün infazı mümkün şekilde kurulup kurulmadığı da bir diğer uyuşmazlık konusudur. Davada,müştereken ve müteselsilen sorumlu olan iki davalı bulunmasına karşın, mahkemece infazda tereddüt yaratacak şekilde tek davalı varmış gibi hüküm kurulması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 15.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.