Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16300 E. 2018/23569 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16300
KARAR NO : 2018/23569
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin 4. bendi gereği kıdem tazminatına hak kazandığını, çalışma süresinde hak etmiş olduğu ancak davalı tarafından kullandırılmayan yıllık izin süresi karşılığının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
İhbar olunan şirketler vekili; husumet itirazında bulunmuş, davacının müvekkilleri nezdinde çalıştığı süre itibariyle kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığını belirterek davanın reddi talebinde bulunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece dosya kapsamındaki delillere ve bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesinin sona ermesi durumunda kıdem tazminatına uygulanacak faizin hangi tarihten itibaren başlayacağı ile ilgilidir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120’nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı Yasanın 14’üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiğini bildirmiş, Mahkemece hükmedilen kıdem tazminatına iş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiş ise de, dosya içinde davacının emekliliğe hak kazandığına ilişkin Kurum yazısını işverene sunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi veya belge bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde, kıdem tazminatı alacağına dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmemesi hatalı olup, bozma sebebidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç: Temyiz konusu kararın hüküm fıkrasının 1-(a) bendinde yer alan “akdin fesih tarihinden” sözcükleri çıkartılarak, yerine “dava tarihi olan 18/02/2015 tarihinden itibaren” tarih ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.