Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16295 E. 2018/23565 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16295
KARAR NO : 2018/23565
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin 30.11.2012 tarihinde haklı fesih sebepleri olmaksızın feshedildiğini belirterek, eksik ödenen kıdem tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili; davacının iş sözleşmesinin işyerini zarara uğratması ve işyerinde çalışma huzurunu bozması nedeniyle feshedildiğini, davacı talep ve iddialarının yerinde olmadığını; ancak, yine de davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin yapıldığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatı almasını gerektirir şekilde iş sözleşmesinin sona erdiğini kabul ettiklerini, fakat kıdem ve ihbar tazminatına esas ücretinin fazla olduğu iddiasını kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan 02.12.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, delil olarak sunulan 2012/Kasım ayı hariç tüm ücret bordrolarında ve ücret hesap pusulalarında davacının imzasının bulunduğu, bordrolardaki tahakkukların davacının banka hesaplarına da aynen yansıtıldığı, davacının aylık ücretlerini ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin çekmeye devam ettiği, bu suretle 2011/Nisan-2012/Kasım dönemi yönünden ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığını gösterir yazılı belge bulunmadığından bordrolarda kayıtlı süre kadar fazla çalışma yaptığı ve fazla çalışma ücretlerini aylık ücretiyle birlikte banka yoluyla tahsil edildiği sonucuna varılmıştır. Ücret bordrolarında fazla çalışma ücret tahakkuklarının ve ödemelerinin bulunmadığı 2010/Şubat- 2011/Mart dönemleri yönünden ise; davacı tanıklarınca, fazla çalışmalar karşılığı ücretlerin elden ödendiğinin beyan edilmesi karşısında davacının fazla çalışma ücreti alacaklısı olmadığı belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre; fazla çalışma ücret tahakkuklarının bulunmadığı 2010/Şubat – 2011/Mart dönemi için, davalılar tanığının beyanına göre davacının haftanın 5 günü 08.30- 19.00 saatleri arasında çalıştığı, bu çalışmalarının yanı sıra davacı tanığının beyanına göre ise, cumartesi günleri 08.30- 13.00 saatleri arasında çalıştığı tespit edilmektedir. Ancak cumartesi günü yapılan çalışmaların, davacı tanığının hizmet döküm cetveli celbedilerek tespit edilecek çalışma dönemi ile sınırlı olarak ispatlandığının kabulü gerekir. Bu itibarla, bordrolarda fazla çalışma ücret tahakkuklarının bulunmadığı dönemler için fazla çalışma yapıldığı iddiasının tanık anlatımları ile ispatlandığı; ancak bu çalışmalar karşılığı ücretlerin ödendiğinin belgelerle ispatlanamadığı hususu göz önüne alındığında, tanık ifadelerine göre 2010/Şubat- 2011/Mart dönemleri yönünden davacının fazla çalışma ücreti alacaklısı olmadığının kabulü hatalı olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.