Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16211 E. 2018/23240 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16211
KARAR NO : 2018/23240
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan … vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalı … Rektörlüğüne bağlı…Tıp Fakültesi nezdinde işçi olarak işe başladığını, … sözleşmesinin haklı olarak davacı tarafından feshedildiği tarihe kadar bu görevini sürdürdüğü, davacının maaşlarının kanuna ve sözleşmeye göre düzensiz ve zamansız ödendiği, bir kısım yıllık izinler ve genel tatillerin kullandırılmadığı, kullandırılmayan izin ücretlerinin ödenmediği, davacının aylık 945,00 TL ile çalıştığı belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Üniversite vekili, davacının en son …..’ye bağlı olarak hastanede çalışırken 12/03/2014 tarihinden itibaren hiçbir mazeret bildirmeksizin işe gelmediğinin tutanaklarla tespit edildiği, davacının hizmet sözleşmesini haksız sebeplerle feshettiği için talep ettiği ücretleri almasının mümkün olmadığını, dava konusu işlemler nedeniyle müvekkil idareye husumetin yöneltilemeyeceği, davacıyla müvekkili idare arasında imzalanmış bir … sözleşmesinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı ve davalı Üniversite vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10/04/1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.
Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesinde “davacının geçmişe yönelik genel tatil alacağı olmadığı”belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında ise genel tatil alacağının hüküm altına alındığı anlaşılmakla, bu duruma göre gerekçe ile hüküm arasında çelişkili olması sebebiyle Mahkemece verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı tarafa iadesine, 25/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.