Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16125 E. 2018/24493 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16125
KARAR NO : 2018/24493
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı … Gıda Yağ Tarım San. İth. İhr. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin, davalıya ait işyerinde 03.11.2007 tarihinde makine operatörü olarak çalışmaya başladığını, askerlik hizmetini yaptığı 17.12.2012 tarihine kadar da bu şirkette çalıştığını, davalı şirketin 02.01.2012 tarihinde Limited Şirket olmaktan çıkıp A.Ş.’e dönüştüğünü, askerlik nedeni ile işten ayrıldığı tarihte kıdem tazminatının ödendiğini ancak bu döneme ilişkin fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarının ödenmediğini, askerden döndükten sonra da davalı şirkette çalışmasına devam ettiğini, ancak sigortasının diğer davalı … şirketinden yapıldığını, davalılar arasında muvazaalı bir ilişki olduğunu, müvekkilinin 05.03.2011 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve uzun bir süre raporlu olduğunu, 31.03.2012 tarihinde davalı … ile olan hizmet sözleşmesinin sonlandırıldığını ve 01.04.2012 tarihinde … A.Ş tarafından sigortalandığını, müvekkilinin kağıt üzerinde yapılan bu işlemlerin hiçbirisinden haberdar olmadığını, son olarak fabrika adresinin değişmesi, işçi taşımacılığının maliyetinin artması nedeni ile 31.05.2012 tarihinde haksız şekilde iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, izin, genel tatil ve ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Gıda A.Ş. vekili, davacının müvekkili bünyesinde 03.11.2007-17.12.2008 arasında çalıştığını, askerlik nedeniyle istifa ile ayrıldığını işçilik haklarını aldığını, askerden dönen davacının 15.06.2010 tarihinden trafik kazası geçirdiği 05.03.2011 tarihine kadar diğer davalı işyerinde çalıştığını, iş akdine son verilmediğini, işlerin durgunluğu nedeni ile yeni bir iş aradığını ve müvekkil şirketten ayrıldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacının diğer davalı … A.Ş. bünyesinde 03.11.2007-17.12.2008 arasında çalıştığını, askerlik nedeni ile istifa ederek ayrıldığını, müvekkili şirkette 22.03.2010 tarihinde çalışmaya başladığını, müvekkili ile diğer davalı şirket arasında 31.12.2009 tarihli taşeron işçilik sözleşmesi gereği davacının lojistik elemanı sıfatı ile görevlendirildiğini, davacının trafik kazası geçirdiği 05.03.2011 tarihine kadar diğer davalı şirkette çalıştığını, bu çalışması ile ilgili taşeron şirket sözleşmesi gereği diğer davalı şirketin sorumlu olduğunu, şirkete karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğinden … A.Şde 06.06.2012 tarihinde görevlendirildiğini, 1 gün çalışıp işe devam etmediğini ve başka işyerinde çalışmaya başladığını, tutulan tutanak çerçevesinde 30.06.2012 tarihinde işten çıkışının yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı işleme dayandığı ve davacı ile aynı konumdaki işçilerin, başlangıçtan beri davalı … Gıda Yağ Tar. San. İth. İhr. Tic. A.Ş.’nin işçisi sayılarak işlem görmeleri gerektiği, diğer davalı …’in davacının işçilikten doğan alacaklarından sorumluluğunun bulunmadığı ve bu davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı … yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı … Gıda Yağ Tar. San. İth. İhrc. ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı … Gıda Yağ Tar. San. İth. İhrc. ve Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı … Gıda Yağ Tar. San. İth. İhrc. ve Tic. A.Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve bunun işçilik haklarına etkileri noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren; bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlamalara göre asıl işveren – alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekmektedir.
Alt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bölümünün teknolojik uzmanlık gerektirmesi zorunludur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin sınırlandırılması yönünde yasa koyucunun amacından da yola çıkılarak, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada bulunması şarttır. Yasanın 2 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu gerekliliği ortaya koymaktadır. Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 11. maddesinde de yukarıdaki anlatımlara paralel biçimde, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilebilmesi için “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta dosyadaki bilgi belgelerden, tanık beyanlarından ve özellikle davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 2-1.maddesinde sözleşmenin konusu “İşveren’in sözleşme kapsamındaki tesislerine, işgören tarafından güvenilir, yasalara uygun ve istenen vasıflarda işçi temin etmektir.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmakla, davalılar arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7. maddesine aykırı olup, Mahkemece davacı işçinin başlangıçtan itibaren davalı … Gıda Yağ. Tar. San. İth. İhrc. ve Tic. A.Ş.’nin işçisi olduğunun kabul edilmesi isabetlidir.
Ancak davalılar arasındaki ilişki muvazaalı olsa da, iyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, sözleşmenin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalı …’in de davacının hüküm altına alınan alacaklarından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken … hakkındaki davanın husumetten reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.