Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/16096 E. 2018/24495 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/16096
KARAR NO : 2018/24495
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili , müvekkilinin 1996 – 28/10/2011 tarihleri arasında davalı iş yerinde kesintisiz çalıştığını, işverence haksız olarak işten çıkarıldığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, kıdem tazminatının ödendiğini, davacının ücretsiz izne ayrıldığını, ücretsiz izne ayrılmanın uzun sürmesi nedeniyle davacının 28/10/2011 tarihli dilekçesi ile iş akdini feshettiğini, ihbar tazminatına hak kazanamadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesi devam ederken yapılan kıdem tazminatı ödemesi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin iş sözleşmesi feshedilmediği halde çeşitli nedenlerle kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemler avans niteliğinde sayılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshinde kıdem tazminatına hak kazanılması durumunda, işyeri ya da işyerlerinde geçen tüm hizmet sürelerine göre kıdem tazminatı hesaplanmalı, daha önce avans olarak ödenen miktar yasal faiziyle birlikte mahsup edilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır
Somut uyuşmazlıkta davacıya 08/11/2008 ve 28/10/2011 tarihlerinde kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı anlaşılmış olup yukarıda işaret edilen Dairemiz uygulaması gereği davacıya yapılan bu ödemeler ve yasal faizinin hesaplanan kıdem tazminatı alacağından mahsubu gerekirken yazılı şekilde yapılan ödemenin faiziyle birlikte mahsup edilmeden karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının yıllık ücretli izin alacağı olup olmadığı taraflar arasında bir diğer uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda davalı tarafça dosyaya sunulan yıllık izin belgelerindeki imzalara davacı taraf, imzaların kendisine ait olmadığını beyan ederek imza incelemesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ancak bilirkişi fotokopi belgeler üzerinde yapılan imza incelemelerinde imza kaligrafisi ve karakteristik özelliklerinin bu tür belgeler üzerine yeterince yansımaması ve imzaların bu tür belgeler üzerine farklı yöntemlerle transfer edilebilmesi sebebiyle çoğu zaman mümkün olamadığı” gerekçesiyle bir kanaat bildirmemiş ve belge asıllarının temin edilip gönderilmesi halinde inceleme sonucu bir kanaat bildirilebileceğini” beyan etmiştir. Mahkeme gerekçesinde imzaların davacıya ait olmadığının kabul edildiği belirtilmiş ise de davalı tarafça rapordan sonra dosyaya bir kısım yıllık izin belge asıllarının sunulduğu ancak Mahkemece imza incelemesi yaptırılmaksızın sonuca gidildiği görülmüştür. Kaldı ki bir kısım ücret bordrolarında da izin ücreti tahakkuk ettirilerek bordrodaki tutarın bankaya ödendiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle davacının imza inkarı iddiası üzerinde durulmalı, uzman bilirkişiden imza incelemesi yaptırılarak imzanın davacıya ait olup olmadığı saptandıktan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de, somut olayda Mahkemece imzaların davacıya ait olmadığının kabul edildiği belirtilmiş ve dosyada beş ayrı bilirkişi raporu aldırılmış olmasına rağmen gerekçede hangi rapordaki hesaplamaların esas alındığının belirtilmemesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.