Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/15996 E. 2018/22961 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15996
KARAR NO : 2018/22961
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalı bankada yönetmen olarak çalışmakta iken yapmış olduğu fazla çalışmaların karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma ücretinin tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece tanık beyanı doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının fazla çalışma alacağının kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından davalı tarafın tanık deliline dayanmadığı, davacının ise fazla çalışma olgusunu ispatlamak üzere tanık deliline dayandığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanığı …’ın beyanına itibar edilerek davacının haftada beş saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılmış ise de, tanığın “kendim 2001 yılından 2013 yılına kadar bilfiil borsa seans salonunda bulunuyordum” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, tanığın bilgisinin sınırlı bir döneme ilişkin olduğu açıktır. Tanığın davacı ile birlikte çalışmadığı dönem yönünden davacının çalışma düzeni ile ilgili bilgi sahibi olması beklenemez. Bu itibarla, davacı tanığının borsa seans salonunda çalıştığı süre açıklığa kavuşturulmalı, tanığın davacının çalışma düzenine ilişkin beyanlarına, bu süre ile sınırlı olarak değer verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı hukuki değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozma sebebidir.
3-Taraflar arasında davalının ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı def’i savunmasının süresinde olup olmadığı ve zamanaşımına uğrayan alacak miktarı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafın ıslah dilekçesi duruşma sırasında davalı vekiline elden tebliğ edilmiş, davalı vekili aynı anda “zamanaşımı def’imizi tekrarlıyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalının bu beyanının süresinde ileri sürülen bir zamanaşımı def’i olarak kabulü gerekir. Mahkemece her ne kadar gerekçede, (cevap dilekçesinden sonra sunulan dilekçede ileri sürülen) zamanaşımı def’inin süresinde olmadığı ifade edilip, ardından hükümde zamanaşımı def’inin dikkate alındığı belirtilerek çelişki oluşturulmuş ise de, ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def’i ileri sürüldüğü açıktır. Bu bakımdan somut olay yönünden zamanaşımı ile ilgili değerlendirme yapılması yerindedir. Ne var ki mahkemece “20.758,00 TL fazla çalışma alacağından zamanaşımı defi dikkate alınarak ve talep edilen ilk miktar da korunarak yapılan hesaplamada, 698,40 TL’nin zamanaşımına uğradığı, sonuçta 20.059,60 TL fazla çalışma ücret alacağı olduğu” kanaatine varılmış ise de, bu sonuç, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarları ile uyumlu olmadığı gibi denetime elverişli de değildir. Islah tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayan alacak bulunup bulunmadığı hususu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile de uyumlu olarak, açık ve denetime elverişli bir biçimde belirlenmelidir. Mahkemece çelişkili biçimde, kararın hüküm kısmında değerlendirme yapılmak suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.