Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/15912 E. 2018/23138 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15912
KARAR NO : 2018/23138
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAKLAR

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin … sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini belirterek ulusal bayram genel tatil ve fazla çalışma ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının fazla çalışma yapması halinde ücretinin ödendiğini ayrıca davacı hakkıda … 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/646 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığını davacının kendilerine borçlu olduğunu beyan ederek söz konusu alacağın takas ve mahsubunu talep etmiştir.
Mahkemece, davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlattığı icra takibine konu alacağına ilişkin takas def’ine, farklı nitelikte alacakların olması ve icra takibine konu olması nedeniyle itibar edilmeyerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık cevap dilekçesinde ileri sürülen takas definin dikkate alınıp alınmayacağı konusundadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi uyarınca, iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.
Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren hakka defi denir. Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı “savunmanın genişletilmesi yasağı” ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz.
Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir.
Somut olayda, davalı vekili süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesi ile davacı hakkında toplam 7.308 TL asıl alacak ve işlemiş fazileri için kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattıklarını belirterek davacının borçlu olduğu miktar tutarında takas ve mahsup talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlattığı icra takibine konu alacağına ilişkin takas def’ine, farklı nitelikte alacakların olması ve icra takibine konu olması nedeniyle itibar edilmediği gerekçesiyle takas def’i değerlendirmeden hüküm kurulmuştur. Yukarıda açıklanan bilgiler doğrultusunda davalının süresi içerisinde takas definde bulunduğu gözetilerek davacının talepleri hakkında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.