YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15860
KARAR NO : 2018/23132
KARAR TARİHİ : 24.10.2018
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı tarafça … akdinin haksız feshedildiğini beyan ederek ödenmeyen ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının … akdinin devamsızlık nedeniyle sonlandırıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Dosya içeriğine göre, alınan bilirkişi raporunda; işyerinin taşındığı 31.12.2012 tarihine kadar davacının 08.30-18.00 saatleri arasında haftanın 5 günü çalıştığı, günde 1,5 saat ara dinlenme ile 42,5 saat mesai yaptığı, cumartesi günü 8.30-14.00 saatlerinde çalıştığı 15 dakika ara dinlenme ile 5,15 saat mesai yaptığı ve haftalık 45 saati geçen 3 saat çalışmasının bulunduğu değerlendirilmiştir. Mahkemece, her ne kadar fazla çalışma yapılmışsa da, davacı tanığının fazla çalışma ücretlerinin ödendiğine dair beyanı dikkate alınarak davacının fazla çalışma yaptığını ispatlayamaması nedeniyle fazla çalışma ücret alacağının reddine karar verilmiştir. Ancak davacı tanığının fazla çalışma ücret alacağının ödendiğine dair beyanının soyut olduğu, fazla çalışma ücretlerinin ödendiğine dair dosyada yazılı bir delil bulunmadığı dikkate alınmadan Mahkemece söz konusu alacağa yönelik talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde, işyerinin taşındığı 31.12.2012 tarihine kadar davacı tanık beyanlarıyla ispatlanan fazla çalışma ücret alacağının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken bu husus gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.