Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/15532 E. 2018/26302 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15532
KARAR NO : 2018/26302
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenin …’de mukim Ilıca Otel işletmesinde 18.05.2008 tarihinden itibaren Pasta Bölümü Şefi sıfatıyla kesintisiz olarak çalıştığını, ancak işverenin Ekim 2012 tarihinde otel çalışanlarını toplayıp, yaz sezonunun bitmesi sebebiyle işçi tensikatına gidileceğini, bir kısım işçileri 2-3 ay süre ile ücretsiz izne çıkaracaklarını, bir kısmını da otelin inşaat işlerinde çalıştıracaklarını, hiçbir alternatifi kabul etmeyenleri de çalıştırmayacaklarını ifade ettiğini, bu değişikliklerin iş şartlarında esaslı değişiklik mahiyetinde olduğunu, bu şartları kabul etmeyen müvekkiline yapılan ücretsiz izin teklifinin de fesihle eşdeğer olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı tarafından iddia edilen inşaat işlerinin tamamının başka bir firma tarafından yürütülmekte olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin işyerinde devam eden inşaatta eleman çalıştırmak ve aramak gibi bir durumu ve ihtiyacının hiçbir zaman olmadığını, müvekkili şirkete ait otelin devam eden inşaat nedeni ile kapalı bulunmasından dolayı çalışanlara ücretsiz izne çıkması yönünde teklifte bulunulduğunu teklifin kabulü veya reddinin tamamen çalışanların insiyatifine bırakıldığını, söz konusu teklifi kabul etmeyen çalışanlarla işyerinde çalışmaların aynen sürdürüldüğünü, davacının dava dilekçesinde bahsettiği iddialarının tamamının gerçek dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan delillere dayanılarak, davacının derdest olan ve aynı talepleri içerir 2013/5 esas – 2015/505 karar sayılı karar dosyasındaki dava dilekçesinde talep konusu alacaklarına ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutmadığı, davayı kısmi dava veya belirsiz alacak davası olarak nitelendirmediği, davacının dava konusu yapmadığı ve saklı tutmadığı kısımlardan zımnen vazgeçmiş sayıldığı gerekçeleriyle ek dava niteliğindeki işbu davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Dava açılması ile usul hukuku bakımından ortaya çıkan sonuçlardan birisi de derdestliktir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 187/4. maddesinde ilk itiraz olarak düzenlenen derdestlik, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ı maddesi uyarınca öncekinden farklı şekilde bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartı, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan haller olarak tanımlanır. Dava şartlarından birinin bulunmadığı anlaşılırsa; mahkemece, dava esastan inceleme yapılmaksızın salt bu nedenle reddedilecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/ı maddesi “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması hususunu dava şartı olarak belirtmiştir. Eldeki dava açısından derdest kabul edilebilmesi için öncelikle eldeki davadan daha önce açılmış bir davanın olması ve bu davanın da eldeki dava ile konusu, tarafları ve sebebinin aynı olması gerekir. Aynı kanunun 115. maddesi uyarınca dava şartlarının olup olmadığı mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen araştırılır.
Somut olayda, davacının işbu davadan önce mahkemenin 2013/5 esas – 2015/505 karar sayısına kayıtlı dava dosyası ile aynı taleplere ilişkin önceki tarihli dava açtığı sabittir. Mahkemece, davacının 2013/5 esas – 2015/505 karar sayılı önceki tarihli dava dilekçesinde davasını belirsiz alacak davası olarak nitelendirmediği, fazlaya dair haklarını saklı tutmadığı, belirtilen dosyasındaki ıslah talebinin de bu nedenle göz önüne alınmadığı belirtilerek ilgili dosyada dava dilekçesindeki talep üzerinden alacaklar hüküm altına alınarak, kalan kısım için davanın reddine karar verilmiş olup; kalan kısım için açıldığı anlaşılan işbu ek dava bakımından da aynı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 2013/5 esas – 2015/505 karar sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde, kıdem tazminatı ve fazla çalışma alacaklarına mahsuben belirttiği miktarlar üzerinden söz konusu alacaklarının tahsilini talep etmiştir. İlgili dosyada bilirkişi raporunun sunulmasından sonra ıslah dilekçesi sunup, ıslah harcı yatırarak davayı ıslah etmiştir. 2013/5 esas – 2015/505 karar sayılı dosyada dava dilekçesinde kullanılan ifadeler, dilekçe içeriği ile ıslah dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde 2013/5 esas – 2015/505 karar sayılı davanın kısmi dava olarak açıldığı ve ıslah hakkının kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, işbu dava dosyasındaki taleplerin 2013/5 esas – 2015/505 karar sayılı dava dosyasında ıslah sureti ile dava konusu yapıldığı anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ı., 115/2. maddeleri gereğince derdestlik sebebi ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tüm süreye dair hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.