Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/15318 E. 2018/21229 K. 08.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15318
KARAR NO : 2018/21229
KARAR TARİHİ : 08.10.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın değişik şubelerinde müşteri ilişkileri yöneticisi olarak çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle 4857 sayılı Yasanın 24/II-e-f maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi gereğince yaş hariç sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlaması nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile iddia ettiği fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının emeklilik nedeniyle ile işten ayrıldığını; ancak, davada 4857 sayılı Kanunun 24/II-e maddesine dayanıldığını, davacı feshinin haksız olduğunu, zira davacının başka işyerinde çalışmak için istifa etmiş olabileceğini, keza davacının iş sözleşmesinin 9. maddesine göre aylık ücret içerisine dahil edilen fazla çalışma ücretlerinin davacıya ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; kıdem tazminatı hüküm altına alınmış, hesaplanan fazla çalışma ücretinden, başarı primi adı altında yapılan ödemeler mahsup edilerek karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma alacağının hesabı noktasında toplanmaktadır.
Prim, işçinin mal veya hizmet üretiminde daha istekli hale gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödemeler şeklinde tanımlanabilir. Prim ödemesinden amaç, işçinin dava verimli bir şekilde çalışmaya özendirilmesidir. Primin kişiye özgü olması sebebiyle ikramiyeden farklı olarak prim ödemelerinin genel bir nitelik taşıması gerekmez.
4857 sayılı İş Kanununun 41nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır. İşçiye fazla çalışma yaptığı saatler için normal çalışma ücreti ödenmişse, sadece kalan yüzde elli kısmı ödenir.
Fazla çalışma ise kural olarak 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi fazla çalışma yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücrete hak kazanır. Bu nedenle de ödenen prim alacağının fazla çalışma ücretinden mahsubuna gidilemez.
Dosya içeriğine göre, davalı bankada müşteri ilişkileri yöneticisi olarak çalışan davacının fazla çalışma ücret alacağı, 01.04.2011- 31.07.2013 dönemi için davalı yanca sunulan log kayıtlarına göre, önceki dönemler yönünden ise tanık anlatımları doğrultusunda hesaplanmış ve işverence tediye edilen prim miktarları bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma alacak tutarından mahsup edilmiştir. Prim, işçinin mal veya hizmet üretiminde daha istekli hale gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödemedir. Prim ve fazla çalışma ücreti ayrı ayrı alacaklar olup haftalık kanuni çalışma süresinin üzerinde çalışılmasa da koşulları oluşmuşsa işçi prime hak kazanır. Bu sebeple başarı primi ödemelerinin hesaplanan fazla çalışma ücretinden mahsubu hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.