Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/15253 E. 2018/23074 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15253
KARAR NO : 2018/23074
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete 05.02.2003 tarihinden 15.03.2012 tarihine kadar ön muhasebe sorumlusu olarak çalıştığını, davacının … akdinin haksız ve nedensiz olarak feshedildiğini ileri sürerek birkısım alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının talep konusu alacaklara hak kazanmadığını, istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşyerinde ara dinlenme süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşçinin günlük … süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı … Kanunu’nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 sayılı Kanun’un 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Ara dinlenme için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık kırkbeş saati aşan kısmını oluşturması halinde ise zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir.
… Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3. maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının günlük … saat çalışma süresinde bir saat ara dinlenmesi kullandığı kabul edilmiştir. Davacı tanıkları ara dinlenme süresi hakkında beyanda bulunmamışlardır. Davalı tanıklarının beyanı gözetilerek, … saat çalışma süresinde ortalama olarak bir saat yirmi dakika ara dinlenme süresinin kullanıldığının kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 233. maddesi uyarınca;
a)Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur.
b)Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker.
c)Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir.
d)Sonra “Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?” diye sorar. O kimse de “Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” demekle yemin eda edilmiş sayılır.
e)Yemin eda edilirken, hâkim de dâhil olmak üzere hazır bulunan herkes ayağa kalkacağı belirtilerek yeminin şekli anlatılmıştır.
6100 sayılı Kanun’un 238. maddesi uyarınca yemin tutanağı düzenlenir. Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder.
Yemin, davadaki bir olayın ispatı için tarafın teklif ettiği bir doğrulatma beyanıdır. Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Yemin teklif edilen kimse yemini eda etmeye hazır olduğunu bildirdikten sonra diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil gösteremez. Yemin mahkeme huzurunda eda olunur ve yemin eda edilirken hakim dahil hazır bulunan herkes ayağa kalkar. Hakim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır, yalan yere yemin etmesi halinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker.
Hakim yemin edecek kimseye,”size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?” diye sorar. Yemin edecek kimse “Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu takdirde yemin eda edilmiş olur. Yemin şekli yöreye, taraflara, örf ve adete göre değiştirilemez.
Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder. Yemin eden sebat ettiğini bildirirse yemin metni kendisine imzalattırılır ve yemin işlemi tamamlanmış olur. Sebat etmediğini bildirirse yalan yere yemin etme suçu oluşmaz.
Somut olayda, davalı vekili tarafından cevap dilekçesinin delillere ilişkin kısmında, açıkça inkar edilmesi halinde davacıya 2008, 2009, 2010 yıllarına ilişkin yıllık ücretli izin bedellerinin ödenip ödenmediği ve … akdi sona erdirildikten sonra yıllık izin alacağına ilişkin olarak 1.000,00 tl alıp almadığına ilişkin yemin deliline başvurulacağı ifade edilmiştir. Her ne kadar … 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde delil listesinde, yemin deliline dayanılmış olması halinde mahkemece davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılması gerekmekte ise de, işbu dava … kanun döneminde değil, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu döneminde açıldığından hakimin yemin teklif etme hakkını hatırlatma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Yargılama sırasında da davalı tarafından yemin teklif edileceğine ilişkin beyanda bulunulmamıştır. Bu sebeple, mahkemece yemin etme hakkının hatırlatılmamasında herhangi bir hata bulunmamaktadır.
Ancak, 6100 sayılı HMK’nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunması karşısında, mahkemece, davacı asile 2008, 2009, 2010 yıllarına ilişkin yıllık ücretli izin bedellerinin ödenip ödenmediği ve … akdi sona erdirildikten sonra yıllık izin alacağına ilişkin olarak 1.000,00 TL alıp almadığı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.