Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/15055 E. 2018/21858 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/15055
KARAR NO : 2018/21858
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı bünyesinde 10.02.2009 tarihinden 24.04.2013 tarihine kadar çalıştığını, 24.04.2013 tarihinde … akdinin herhangi bir sebep gösterilmeden feshedildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, yıllık ücretli izin ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 04.04.2013 tarihinde işverene dilekçe vererek işyerinden ayrılmak istediğini dilekçe ile talep ettiğini, aynı gün 04.04.2013 tarihinde izne ayrıldığını, 22.05.2013 tarihine kadar izinli olduğunu, davacının 24.04.2013 ve 25.04.2013 tarihlerinde mazeretsiz işe gelmemesi sebebiyle … akdinin feshedildiğini, davacının 2012 yılında sadece 3 ay fazla çalışma yaptığını ve karşılığının ödendiğini, davacının tatil günlerinde çalışması olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarından hareketle davacının kampanya dönemlerinde haftada onsekiz saat, diğer dönemlerde haftada onüçbuçuk saat fazla çalışma yaptığı, iki haftanın ortalaması alındığında haftada 15.75 saat fç olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Ne var ki,; dava dilekçesinde altı gün çalışıp bir gün dinlenildiği beyan edilmesine fazla çalışma hesaplanırken haftanın yedi günü çalışılmış gibi hesaplama yapıldığı, yine dava dilekçesinde günde oniki saat çalışıldığı yönündeki beyan dikkate alınmadan bu süreyi aşan sürelerde çalışma yapıldığının kabul edildiği görülmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir.
Açıklanan nedenle taleple bağlı kalınarak; kampanya olmayan dönemlerde haftanın dört günü günde on saat bir saat ara dinlenme ile haftanıın iki günü ise günde oniki saat birbuçuk saat ara dinlenme ile çalışarak haftada oniki saat; Mart-Nisan-Mayıs-Eylül-Ekim olarak kabul edilen kampanya dönemlerinde ise yine talep ile bağlı kalınarak haftanın beş günü günde oniki saat birbuçuk saat ara dinlenme ile haftanın bir günü ise on saat bir saat ara dinlenme ile çalışarak haftada onaltı buçuk saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmelidir.
Ayrıca, fazla çalışmanın her hafta için ayrı ayrı hesaplanması yerine iki haftanın aritmetik ortalamasının alınarak bulunan fazla çalışma saatine göre yapılan hesaplama da doğru bulunmamıştır.
3- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan hüküm altına alınan alacakların net tutarlar olduğu anlaşılmakta ise de, hüküm yerinde tutarların net olduğunun açıkça belirtilmemiş olması da infazda tereddüt yaratacak mahiyette görüldüğünden hatalı bulunmuştur.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.