Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14860 E. 2018/21472 K. 09.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14860
KARAR NO : 2018/21472
KARAR TARİHİ : 09.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö. … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde şoför ve üretim işçisi olarak 29/11/2001-07/06/2011 tarihleri arasında çalıştığını, tüm şikayet ve taleplerine rağmen çalışma koşullarının iyileştirilmemesi üzerine davacının bölge çalışma müdürlüğüne şikayette bulunduğunu ve bu sebeple davacıya mobbing uygulandığını, bunun üzerine davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, fazla çalışma yapmadığını ayrıca alacakların zamanaşımına uğradığını, ihbar süresinde yıllık izinli olduğunu, yıllık izin alacağının da olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında fazla mesai ücreti alacağının hesabı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanının üç günü 08.00-21.00 saatleri arasında çalıştığı, bu çalışması sırasında 1.5 saat ara dinlenme kullandığı, haftanın iki günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı, bu çalışması sırasında 1 saat ara dinlenme kullandığı; cumartesi günü ise 07.00-13.00 saatleri arasında çalıştığı ve yarım saat ara dinlenme kullandığı kabul edilmek suretiyle haftalık 13 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Her ne kadar rapordaki davacının çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş saatlerine ilişkin tespit yerinde ise de; haftanın 2 günü 08.00-18.00 saatleri arasındaki çalışma bakımından kabul edilen ara dinlenme süresi hatalı olmuştur. Nitekim haftaiçi öğlen bir saat yemek molası ve günde iki kere 15’er dakika çay molası olmak üzere toplam 1.5 saat ara dinlenme kullanıldığı davacı tanıkları beyanı ile de sabittir. Bu sebeple davacının haftanın iki günü 08.00-18.00 saatleri arasındaki çalışmasında da 1.5 saat ara dinlenme kullandığı kabul edilmek suretiyle çalışma süresinin hesaplanması gerekirken, belirtilen günlerde 1 saat ara dinlenme kullandığı kabul edilerek çalışma süresinin hesaplanması hatalı olmuştur. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.