Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14709 E. 2018/21031 K. 04.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14709
KARAR NO : 2018/21031
KARAR TARİHİ : 04.10.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini, beyan ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatili ve asgari gecim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında; davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma yapıp yapmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının … Başkanlığı’nda çalıştığı, ilgili belediyenin kapatılarak tüm hak ve borçları ile davalı …’na bağlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece; davacı tanıklarının beyanları esas alınarak fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplandığı görülmüştür.
Bu dava ile aynı dönemlerde açılan bir çok işçilik alacağına ilişkin dava olduğu, dosyaların birçoğunda hesaplamaların tespitinde yeterli bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır. Aynı dönem açılan farklı meslek ve görevlerde çalışmış olan kapatılan belediye işçilerinin davalarında hep aynı tanıkların dinlendikleri anlaşılmaktadır. Bu tanıkların dava açan işçilerin tamamının görev yerleri ile çalışma gün ve saatlerini bir başka deyişle çalışma düzenlerini hesaplamaya esas alacak kadar bilmeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Hesaplamaya esas alınan tanık beyanlarının, davacının mesleği ve kapatılan belediyenin ilgili alandaki hacmi, iş yükü ve ihtiyacına uygunluğu araştırılmamıştır. Kapatılan belediyenin malzeme, araç ile aynı alanda çalışan personel sayısı da dosya kapsamı itibariyle tespit edilememektedir.
Mahkemece; gerekli araştırmalar yapılarak; davacının, çalışma sisteminin yukarıda belirtilen yazılı kriterler doğrultusunda belirlenip sonucuna göre fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatilücreti alacaklarının her dosya için ayrı ayrı olmak üzere değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dinlenen tanıkların davacı ile aynı belediye bünyesinde, özellikle de; aynı meslek ve aynı çalışma düzeninde çalışmalarının olup olmadığının belirlenmesi ve iş bu tanıkların hizmet sürelerinin hesaplama dönemini kapsayıp kapsamadığı da, davacının taleplerinin ispatı noktasında önem arz etmektedir. Bu durumda yukarıda belirtilen yapılması gerekli araştırmaların yanında yine; tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süreler ile bağlı kalınmak suretiyle davacının fazla çalışma alacağı ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı konusunda bir değerlendirme yapılmalıdır. Zira tanıklar ancak kendi çalışma dönemlerindeki çalışma düzeni, ile ilgili bilgi sahibi olabilirler ve tanıklıklarına ancak kendi çalışma dönemleri ile sınırlı olarak itibar edilebilir.
Talep edilen ulusal bayram ve genel tatil alacakları ile fazla mesai alacaklarının, yukarıdaki yazılı niteliklere göre belirlenirken tanıkların davalı aleyhine dava açma durumu, dava sebebi ile menfaat ortaklıkları, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarınında ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim söz konusu alacaklarda ispat yükümlüsü davacıdır.
Kabule göre, fazla çalışma ücret alacağı hesabının her hafta için ayrı ayrı yapılması yerine; iki haftalık çalışmanın ortalamasının alınması ile bulunan fazla çalışma saatine göre hesaplama yapılması da hatalıdır.
3-Dosyada hükme esas alınan raporu tanzim eden bilirkişi, davacı işçi vekili olarak yer almış ve bilirkişilik yaptığı benzer başka dosyalarda bu durum bozma sebebi yapılmıştır. Buna göre, bilirkişinin tarafsızlığı ilkesi ile çelişen bir olgu ortaya çıkmış olup, Mahkemece diğer Mahkemelerde de davalı … aleyhine davası olmayan davanın taraflarıyla ilişkisi bulunmayan yeni bir bilirkişi seçilerek yukarıda belirlenen kriterler doğrultusunda rapor alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli değildir.
Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı, Mahkemece eksik inceleme, araştırma ve değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 04.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.