Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14632 E. 2018/20311 K. 27.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14632
KARAR NO : 2018/20311
KARAR TARİHİ : 27.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 1995 yılından itibaren davalı şirkete ait bir kaç işyerinde 2013 yılının Haziran ayına kadar çalıştığını,ancak 2013 yılının Haziran ayında hiçbir gerekçe göstermeksizin işine son verildiğini, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinden müvekkilinin kıdem tazminatı almaya hak kazandığını, müvekkilinin işe girdiği tarihten itibaren hafta sonları, resmi tatillerde ve dini bayramlarda da çalıştığını, ancak fazla çalışmalarından dolayı ücret ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili,davacının müvekkil şirket ile herhangi bir bağının olmadığını beyan ederek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak,yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının yıllık izin alacağı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda,davacıya 15 yılı aşkın tüm çalışma süresi boyunca yıllık izin hakkının kullandırılmadığı kabul edilerek, yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, bu denli uzun süre boyunca yıllık izin kullandırılmadığı yönündeki iddia hayatın olağan akışına uygun olmayıp, bu halde hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacı asilin dinlenilmesi gerekliliği doğmuştur.
Bu itibarla mahkemece, davacı asil çağrılarak yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı konusunda beyanı alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Anılan husus gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

3-Taraflar arasında diğer uyuşmazlık davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde ve usulüne uygun zamanaşımı def’inde bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece ıslah dilekçesi davalı şirket vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı şirket vekilince süresi içinde ıslaha karşı zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Bu durumda, süresinde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı definin dikkate alınması gerekmektedir. Hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları yönünden ıslah tarihinden geriye doğru beş yıl için hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir. Islaha karşı zamanaşımı defi dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.