Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14623 E. 2018/20308 K. 27.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14623
KARAR NO : 2018/20308
KARAR TARİHİ : 27.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili,davacının 18/08/2000 tarihinde davalı bünyesinde çalışmaya başladığını,davacının işverenden gerçekte asgari ücret üzerinde maaş almasına rağmen gerçek ücretinin sigortaya bildirilmesini,her yıl bir hafta olarak kutlandırılan yıllık izinlerin yasaya uygun olarak kullandırılmasını, genel tatil ücretlerinin ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmesini talep ettiğini, işverenin davacının bu taleplerini kabul etmediğini ve davacıya maaşını asgari ücrete düşürdüğünü, bu şartlarda isterse çalışmasını istemezse çalışmamasını söylediğini, bu durumu kabul etmeyen davacının 05/12/2008 tarihinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini,03/01/2009 tarihinde davalı bünyesinde yeniden çalışmaya başladığını,davacının çalıştığı kesme şeker bölümünün işveren tarafından kapatılmasından sonra davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının kesme şeker imalatı yapılan işyerinde işyeri sorumlusu olarak en son net 1.175,00 TL ücretle çalıştığını, davacının 2010 yılına kadar haftanın altı günü 08:00-18:00 arası çalıştığını, bütün bayram ve genel tatillerde de çalıştığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili,davacının 05/12/2008 tarihinde iş sözleşmesini kendi isteği ile haklı ve geçerli bir neden olmaksızın feshettiğini,davacının 2008 yılına kadar olan çalışmasının kendi istifası ile sonuçlandığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını,davacının maaşının asgari ücret olduğunu,davacının haftanın beş günü 08:00-18:30 arası çalıştığını,fazla çalışması bulunmadığını, işyerinde genel tatillerde de çalışma olmadığını, davacıya tüm izinlerinin kullandırıldığını, davacının 05/09/2014 tarihinde de kendi isteği ile haklı ve geçerli nedeni olmadan işten ayrıldığından kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ilk dönem çalışması sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz.Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona … önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
Somut olayda, davacının ustabaşı olarak davalıya ait işyerinde 18/09/2000-05/12/2008 ve 03/01/2009- 05/09/2014 tarihleri arasında iki dönem halinde çalıştığı uyuşmazlık dışıdır. Davacı ilk dönem çalışması bakımından gerçek ücretinin sigortaya bildirilmesini,yıllık izinlerinin yasaya uygun kullandırılmasını,genel tatil ve fazla mesai ücretlerinin ödenmesini talep ettiğini,işverence bu taleplerinin kabul edilmediğini ve bu nedenle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini belirtmiştir.Mahkemece davacının ilk dönem çalışmasını kendi isteği ile haklı neden bulunmadan feshettiği gerekçesi ile sadece ikinci dönem çalışması bakımından kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır.Davacının ilk dönem çalışması bakımından ücretinin asgari ücret üzerinden bildirildiği,davacının yaptığı işin niteliği ve kıdemi dikkate alındığında ücretinin asgari ücretin üzerinde olduğu anlaşılmakta olup bu gerekçesi ile davacının ilk dönem çalışmasını haklı nedenle feshettiğinin kabulü gereklidir.Hal böyle olunca davacının tüm hizmet süresi dikkate alınarak kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekli ilk çalışma dönemi dikkate alınmadan hesaplanan kıdem tazminatının hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.