Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14534 E. 2018/22902 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14534
KARAR NO : 2018/22902
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (…) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı 01.04.1995 tarihinden itibaren davalı sulama birliğinde tahakkuk memurluğu, personel şefliği ve son iki yıl vekil müdürlük yaptığını, … akdinin sebep gösterilmeden 16.12.2010 tarihinde feshedildiğini beyanla, işçilik tazminat ve ücret alacaklarına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def’inde bulunmuş, alacak taleplerinin koşullarının oluşmadığını bildirmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında fazla çalışma ve hafta tatili alacakları uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacakların ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacaklara dair iddianın ispatı konusunda … yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, talep edilen ihtilaf konusu işçilik alacaklarının bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma ve hafta tatili günlerinde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı tanıkları husumetli olup beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekmektedir. Davalı tanıklarının beyanı ile tüm dosya kapsamından; davacının arazi işçisi olmayıp, büro çalışanı olarak görev yapması nedeniyle mesai saatlerinin haftanın 5 günü sabah 08.00, akşam 17.00 arasında olduğu, cumartesi günleri ise öğlene kadar çalıştığı ve pazar günleri ise dinlendiği, bu çalışma şekline göre fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapmadığı anlaşılmakla, davacı lehine fazla çalışma ve hafta tatili ücret alacaklarına hükmedilmiş olması isabetli bulunmamaktadır. Bu yön gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının 14 yıl boyunca hiç izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olup, davacı asil isticvap edilerek yıllık izin konusunda beyanlarının alınması ve davalının yemin deliline dayandığı gözetilerek bu hakkın kullanılmasının temini gerektiğinin değerlendirilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bununla birlikte; davacının yürürlükte bulunan Toplu … Sözleşmesi hükümlerine göre yıllık izin süresi hesaplamasında toplama sonucunun ”236 gün” olması gerektiği halde, ”296 gün” olarak hatalı tespiti suretiyle maddi hata yapılmış olması ve 5 gün izin kullandığına dair sunulan izin formunun hesaplamalardan mahsup edilmemesi de ayrı bir bozma gerekçesidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.