Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14507 E. 2018/21532 K. 09.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14507
KARAR NO : 2018/21532
KARAR TARİHİ : 09.10.2018

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde 1998 tarihinden itibaren çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haksız şekilde feshedilmesine karşın haklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretine hükmedilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, davacının istifa ederek işine son verdiğini tüm alacaklarının ödendiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının iş akdinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosyada bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetveli, işe giriş ve ayrılış bildirgeleri ile şahsi sicil dosyası incelendiğinde, davacının davalı işyerinde çalışmalarının 01.01.1998 – 31.01.2001, 09.12.2002 – 05.04.2003, 08.10.2004 – 31.12.2006, 01.01.2007 – 20.10.2007, 01.02.2008 – 01.05.2008 ve 07.07.2008 – 30.11.2012 tarihleri arasında olmak üzere fasılaları şekilde geçtiği, biri tarihsiz olmak üzere, 07.05.2007, 01.05.2008 ve 01.12.2012 tarihli toplam dört ayrı istifa dilekçesinin bulunduğu, istifa dilekçeleri ile aynı tarihli ibranamelerinde ekli olduğu görülmüştür.
Davacı, istifa dilekçelerinin davalı işveren tarafından her defasında işyeri uygulaması olduğu söylenerek alındığını, son olarak 30.11.2012 tarihinde iş akdinin işveren tarafından feshedildiği halde, yine aynı gerekçeyle ve kıdem ve ihbar tazminatının ödeneceği taahhüt edilerek istifa dilekçesi yazmasının sağlandığını, gerçekte istifa etme iradesi olmadığını, uzun süre kıdemi olan bir işçinin durduk yere istifa etmesinin mümkün olmayacağını, kaldı ki yaş dışındaki emeklilik koşullarını da sağladığı halde istifa yoluna gitmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı işverenin akrabası olması nedeniyle sözüne itimat ettiğini ileri sürmüştür.
Davalı ise davacının özel nedenleri ile istifa ettiğini ,daha öncede bir kaç kez istifa ederek işten ayrıldığını kendi adına iş kurduğunu, kişisel sorunları olduğunu, piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunu şirketten bunu talep ettiğini kredi verilmeyince başka şirketle anlaşıp gittiğini, tazminat talebinin haksız olduğunu savunmuştur.
Davacının son istifa dilekçesi 01.12.2012 tarihli olmasına karşın, işten ayrılış bildirgesinde fesih tarihi istifa tarihinden önceki bir tarih olan 30.11.2012 olarak görülmektedir. Davacının önceki istifa dilekçelerinin rızası hilafına alındığı hususu ispat olunamamıştır. Ancak, işyerinde 07.07.2008 – 30.11.2012 tarihleri arasında geçen son çalışma dönemi bakımından, davalı işverence iş akdinin sona erme gerekçesi olduğu iddia edilen istifası dilekçesinin tarihi ile işten ayrılış bildirgesindeki fesih tarihinin uyumsuz bulunması, iş akdinin davalı işveren tarafından feshedildikten sonra istifa dilekçesinin alındığı iddiasını doğrulamaktadır. Kaldı ki, işyerinde son yıl müdür sıfatıyla çalışmasını sürdürdüğü anlaşılan davacının emekliliği de hak ettiği halde aleyhine sonuç doğuracak biçimde istifa suretiyle iş akdini sona erdirmesi hayatın olağan akışına da aykırıdır. Nitekim davalı … olarak dinlenen şirket muhasebecisinin ”davacının çıkarılma nedenini bilmiyorum….istifa dilekçesi bana geldi, buna dayalı işlem yaptım” şeklindeki beyanları da, davacının iş akdinin feshinden sonra istifasının alındığı, dolayısıyla iş akdinin haksız şekilde feshedildiği anlaşılmakta olup, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.