Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14452 E. 2018/19661 K. 24.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14452
KARAR NO : 2018/19661
KARAR TARİHİ : 24.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacılar vekili, müvekkili …’un davalı şirkette 19.10.2011 tarihinde belirsiz süreli iş akdi ile plasiyer olarak çalışmaya başladığını, işe girerken 10.000,00 -TL meblağlı vade ve düzenleme hanesi boş bırakılan teminat senedi imzalatılmak zorunda bırakıldığını, 20.06.2012 tarihinde de iş akdine haksız ve geçersiz olarak son verilmesinden sonra icra takibinde bulunulduğunu, müvekkillerinin davalı işverene gerçekte böyle bir borcu olmadığını iddia ederek takip konusu senetten dolayı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve davalının bu takibi yapmakta kötü niyetli bulunması sebebiyle takip konusu alacağın %20′ dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı …’un 20.06.2012 tarihine kadar plasiyer olarak müvekkili şirkette çalıştığını, iş akdinin feshinden 2 gün sonra imzaladığı belgede şirkete olan borcunu ve bu borcunu ödeyeceğini kabul ettiğini, senet tanzim tarihinin iş akdinin fesih tarihinden sonra olduğunu, diğer davacı …’un senet tarihi yada öncesinde müvekkili şirkette herhangi bir çalışmasının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, İzmir 15, İcra Müdürlüğü’nün 2013/835 esas sayılı takibin iptaline ve % 20 İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında uyuşmazlık, davacı aleyhine icra takibine konu olan senedin dayanağının kapsamının borçlandırıcı bir işlem sonucu oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda davacı …’un davalı işyerinde 19.10.2011 – 20.06.2012 yılları arasında pazarlama elemanı olarak çalıştığı ve davalının davacı aleyhine davacının imzalamış olduğu senet sebebiyle icra takibi yaptığı anlaşılmıştır. Söz konusu dava konusunun ise; iş bu takibe konu olan senedin teminat senedi olup olmadığı, karşılığında herhangi bir borçlandırıcı işlem yapılıp yapılmadığı oluşturmaktadır. Mahkemece davacının işten ayrıldıktan 2 gün sonra davalıya 10.000,00 TL borçlanmayı gerektiren ne alındığının belli olmadığı, senet içeriğinde de senet bedelinin mal veya nakit alınıp alınmadığı konusuna açıklık getirilmediği, senette o bölümün boş bırakıldığının görüldüğü, çalışarak geçimini sağlayan bir kimsenin 1 ay gibi kısa bir süre geri ödemeli olarak borçlanmasını gerektiren nedenin varlığının davalı işveren tarafından kanıtlanması gerektiği, taraflar arasında hizmet akdi bulunduğuna göre ve tanıkların işyeri uygulamasına ve davacı ile ilgili beyanları birlikte değerlendirildiğinde takibe konu senedin işyerinde Plasiyer olarak ve hizmet akdi ile çalışan davacının bayilere dağıtım ve satışı yapılmak üzere verilen mallar karşılığı teminat olarak alındığının anlaşıldığı gerekçesi ile dava kabul edilmiştir. Takip konusu 10.000,00 TL bedelli senedin 22.06.2012 tarihinde düzenlendiği, ödeme tarihinin 30.07.2012 tarihi olduğu, davacı işçi … un borçlu ve diğer davacı … un ise kefil olduğu anlaşılmıştır. Yargılama esnasında dinlenen davacı tanıkları tüm çalışanlardan işe girerken düzenleme ve ödeme tarihi boş olan 10.000,00 TL bedelli senet alındığını ve yakınlarının kefil olduğunu beyan etmişlerdir. Dosya içerisinde yer alan 22.06.2012 tarihli davacı … tarafından el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış yazı içeriğine göre ise davacı, davalı şirkete olan 12.900,00 TL borcunu 30 Temmuz 2012 tarihine kadar ödeyeceğini taahhüt etmiştir. Buna göre; davacı … el yazısı ile yazdığı bu beyan ile borçlu olduğunu beyan etmiş olup bu yazı içeriğinin, Mahkemece tartışılmadığı ve değerlendirilmediği görülmüştür. Mahkemece söz konusu yazı içeriği davacıdan sorularak gelecek cevaba göre gerekirse bilirkişi marifetiyle yazı ve imza incelemesi yaptırılarak bu konuda yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiğinden, yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 24.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.