Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14443 E. 2018/19670 K. 24.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14443
KARAR NO : 2018/19670
KARAR TARİHİ : 24.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdinin haksız bir şekilde feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile ulusal bayram genel tatil, fazla çalışma ücreti ve son ay ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak kıdem tazminatı talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davacı, davalıya ait iş yerinde su dağıtım işinde şoför olarak çalışmış olup haftada 6 gün 08.30-22.00 saatleri arasında çalıştığını iddia ederek fazla mesai ücret talebinde bulunmuştur. Davalı, iş yerinde çalışma saatlerinin 09.00-19.00 saatleri arasında olduğunu 19.00’dan sonra sipariş olduğunda kendisinin dağıtıma çıktığını belirtmiştir. Davacı tanıklarından … “sabah 08:00 den akşam 22:00-22:30 a kadar çalışma oluyordu, haftanın 7 günü çalışıyorduk, ayda 4 pazarda çalışma oluyordu, resmi bayramlarda çalışıyorduk, dini bayramlarında hepsini çalışıyorduk, “ şeklinde, … ise “sabah 08:30 akşam saat belli değil en geç 21:30-22:00 , haftanın 7 günü çalışıyorduk, pazar günleri de çalışma vardı, “ şeklinde beyanda bulunmuş olup davalı tanıklarından … “saat sabah 09:00 dan akşam 19:00 da paydos ediyorduk, geri kalanları davalı kendi dağıtıyordu, “ şeklinde, … de “araçlar bizde 7/24 kalıyordu, sabah normalde 09:00 da başlıyoruz hafta için ,akşam 18: 00 de ben bırakıyordum, davalı devam ediyordu dağıtıma, benden sonra davalı ne kadar devam ediyordu onu bilmiyorum elindeki adresleri bitirip gidiyordu, benden sonra kaç saat çalıştığını hiç sormadık kendi işi olduğu için haddimiz değil sormak, sohbet de olmadı, insandan insana da değişir, ben hızlı dağıtırım başkası yavaş dağıtır, telefonla konuştuğumuzda 09:00’da başladığını söylüyordu, sipariş gelmediği zamanlar 09:30- 10:00 da gittiği oluyor, haftada 6 gün çalışıyordu, Pazar günü istirahat oluyordu, “ şeklinde beyanda bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 08.30-22.00 saatleri arası 1,5 saat ara dinlenme ile haftada 27 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiştir. Ancak işyerindeki işin niteliği ve çalışma şartları göz önünde bulundurulduğunda su dağıtım işinde şoför olarak çalışan bir işçinin akşam 22.00 saatlerine kadar çalışması hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Bu nedenle dosya kapsamı ve özellikle işin niteliğine göre davacının hafta 6 gün 08.30-20.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile çalışma yaptığının kabulüne göre hesaplama yapılarak fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3- 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Somut olayda davacının dava dilekçesinde dini bayramlarda 2 gün dışında diğer ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını iddia etmesi karşısında mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dini bayramların ilk günü dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının kabulünün hesaba esas alınması talep aşımı olup karar bu yönden de ayrıca hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.