Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14390 E. 2018/20247 K. 26.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14390
KARAR NO : 2018/20247
KARAR TARİHİ : 26.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş akdinin haklı neden olmadan feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birtakım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı ve davacının fazla mesai alacaklarının ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, şoför olarak çalışan davacı aylık net 1.330,00 TL ücretle çalıştığını, asgari ücrete tekabül eden kısmın banka kanalıyla bakiye kısmın ise elden ödendiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davacının asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Yeminli dinlenen davacı tanıkları; 1.300,00 TL civarında ücret aldıklarını ancak asgari ücret kısmının bankaya yatırıldığını geri kalan ücretin elden ödendiğini beyan etmişlerdir. Davalı tarafından sonradan dosyaya sunulan bordrolarda davacının aylık ücretinin asgari ücret olduğu görülmektedir.
Her ne kadar imzalı bordrolarda fazla mesai tahakkuku bulunmakta ise de; davacı işçi ücretinin daha yüksek olduğunu, kayıtlara düşük geçirildiğini ileri sürdüğüne ve davacı tanıklarının da benzer mahiyette beyanda bulunduğunun anlaşılmasına göre, gerçek ücretin tespiti ile tahakkuk ettirilen fazla mesai ücretinin tam olarak ödenip ödenmediği belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple yapılacak iş, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, davalı işyerinde ya da başka işyerlerinde emsal işçilere ödenen ücretler ilgili meslek odalarından araştırılması, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceğinin sorulması, Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgilerle belirlenmesi ve toplanacak bütün deliller değerlendirilerek davacının gerçek ücretinin belirlenmesi ve buna göre fazla mesai ücreti alacağının da yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık da, davacının ulusal bayram genel tatil ücreti alacağına ilişkindir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tarafından dosyaya sunulan ücret bordrolarında ulusal bayram genel tatil ücretine ilişkin tahakkuk bulunduğundan hesaplama yapılmadığı görülmektedir. Bordroların incelemesinde yapılan tahakkukların zamlı olmadığı anlaşıldığından dosya kapsamındaki belgelere ve tanık beyanlarına göre ulusal bayram genel tatil ücretine ilişkin hesaplama yapılarak buna göre sonuca gidilmesi gerekirken alacağın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.