Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14362 E. 2018/20206 K. 26.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14362
KARAR NO : 2018/20206
KARAR TARİHİ : 26.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı, asıl ve birleşen davada kıdem ve ihbar tazminatı ile eşitlik ilkesine aykırılık tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı asıl ve birleşen davada, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle asıl dosyada davanın reddine, birleşen dosyada kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fark çalışma ücreti ve sosyal yardım alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davacının iş akdinin feshinin ardından, davalı işverene karşı açtığı işe iade davasının mahkemece kabulüne karar verildiği, temyiz incelemesi dairemizce yapılan karar hakkında yapılan inceleme neticesinde 2013/32824 esas, 2013/25179 karar sayılı ilam ile davacının temyiz itirazı yerinde görülmüş, ilgili dosyadaki davalılar … Hizmet ve İşletmecilik A.Ş. ile … Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş. arasında muvazaa bulunduğunun yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu gerekçesi ile davacının … Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş. bünyesindeki işine iadesi yönünde yeni hüküm kurulmuştur. İş bu dosya kapsamında yapılan yargılamada da mahkeme gerekçesinde muvazaa ilişkisinin bulunduğu belirtilmiş, ancak davacının emsal işçi iddiası hakkında yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmiş ve davacının kadrolu çalışan işçilere göre oluşan fark taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu kapsamda, davacı vekilinin davacı ile emsal olduğunu belirttiği işçiler hakkında herhangi bir araştırma yapılmamış, bu kişilerin hangi tarihlerde hangi bölümlerde çalıştığı, ne iş yaptıkları, aynı bölümde davacının kadrosunda çalışan kimseler olup olmadığı, bu kişilerin çalışmasının devam edip etmediği, sona ermiş ise hangi tarihte ve ne şekilde sona erdiği gibi hususlar araştırılmadan taleplerin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş; davacının emsal işçi olarak belirttiği kişiler yönünden yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılarak, gerekirse ilgili kişilerin varsa davalı firmaya karşı açtıkları işe iade veya alacak dosyalarındaki tanık beyanları incelenerek, davacı ile beraber çalışma süresi boyunca aynı birimde çalışıp çalışmadıkları araştırılmalı, belli bir döneme kadar çalışmış olsalar bile bu dönemle sınırlı olarak olarak emsal işçi oldukları kabul edilmeli ve davacının fark alacak taleplerinin tamamı değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
3-Diğer yandan, hükme esas bilirkişi ek raporunda; davalı işveren tarafından 31.12.2010 tarihinde davacının iş sözleşmesine son verildiği ve davacıya kıdem tazminatı olarak brüt 2.955,24 TL, ihbar tazminatı için ise 1.534,68 TL ödendiği dikkate alınarak davacının 31.12.2010 tarihli iş sözleşmesinin tasfiye edilmesi nedeniyle 26.01.2011 tarihinden itibaren çalıştığı 410 günlük hizmet süresinin dikkate alınması gerektiği davacının işe başlatılmaması nedeniyle hizmet süresinde boşta geçen süre olarak kabul edilen 4 aylık sürenin (120 gün) de ilave edilmesiyle hizmet süresinin 530 gün olarak belirlendiği ifade edilmiştir.
Ne var ki; yukarıda da izah edildiği üzere muvazaa ilişkisinin bulunduğu dikkate alındığında, davacının kıdem tazminatına esas alınan ücret yerinde olmadığı gibi tasfiyenin de gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, kıdem tazminatı hesabı yönünden, davacının tüm çalışma dönemi ve emsal kadrolu işçilerin ücreti de dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılması gerekmektedir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.