Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14338 E. 2018/20101 K. 25.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14338
KARAR NO : 2018/20101
KARAR TARİHİ : 25.09.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde raf sorumlusu olarak asgari ücretle çalıştığını, iş akdinin işverence haksız feshedildiğini, sürekli fazla mesai yaptığını ve yıllık izinlerinin de tam kullandırılmadığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ve fazla çalışma alacağını faizleriyle birlikte talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ederek kendisinin ayrıldığını, taleplerinin zamanaşımına uğradığını, tüm ücretlerinin ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 4857 sayılı Kanun’un 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğundan, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Yine, işçinin mülga 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi sebeplerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep etme hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde işverence iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia etmiş, işveren ise davacının kendisinin istifa ederek işten ayrıldığını beyan etmiştir. Davalı tanığı davacının “Eti şirketinde iş bulduğu için” işten ayrıldığını, davacı tanığı ise davacıdan önce işten ayrıldığını ve “işyeri koşullarının zorluğundan dolayı” işten ayrıldığını davacıdan duyduğunu beyan etmiştir. Dosya kapsamından asgari ücretle çalışan davacıya fazla çalışma yaptırıldığı ve ücretinin de ödenmediği sabittir. Hal böyle olunca davacı iş akdini haklı nedenle kendisi feshettiğinden davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ancak ihbar tazminatına hak kazanmadığı açıktır. Bu nedenle ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.