Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/14270 E. 2018/21109 K. 04.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/14270
KARAR NO : 2018/21109
KARAR TARİHİ : 04.10.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 23/10/1998 – 14/06/2010 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını ancak iş akdinin 14/06/2010 tarihinde hiçbir haklı sebep gösterilmeksizin davalı tarafından feshedildiğini ve haklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 27/05/2010 tarihinde yıllık ücretli izin kullanmak üzere iş yerinden ayrıldığını ancak izin bitim süresi olan 14/06/2010 tarihinde ve sonraki günlerde hiçbir izne veya mazerete bağlı olmaksızın işe gelmemeye başladığını, bu durumun tutanak altına alındığını, daha sonra iş yerine gelerek izin formunu alıp yırttığını ve bu durumun kamera kayıtları ile belgelendiğini, davacının izin bitimi gerekçe göstermeksizin devamsızlık yaptığını ve iş yeri kayıtlarına geçen izin formunu yırtarak müvekkili işverenin güven ve sadakatini sarstığını, bu nedenle iş akdine haklı olarak son verildiğini ve müvekkili işverenden herhangi bir ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece davacının bordrodaki ücreti aldığının kabulü isabetli ise de geçmiş dönem ücretlerinin son ücretin asgari ücrete oranlaması yapılarak hesaplanması hatalı olmuştur. Şöyle ki dosya içeriğine göre davalı işverence dosyaya davacının çalışma dönemine ait tüm ücret bordrolarının sunulduğu, imzalı bordrolar ile davacı iddiasının uyumlu olduğu ve davacı tarafça bordronun aksinin ispat olunamadığı anlaşılmaktadır. Bu halde Mahkemece bordrolardaki ücretler esas alınarak alacaklar bu kabul doğrultusunda hesaplanması gerekirken son ücretin asgari ücrete oranlaması yapılarak geçmiş dönem ücretlerinin belirlenerek hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Takas, borcu sona erdiren sebeplerden biridir. Takastan bahsedilmek için, her şeyden önce iki ayrı kimsenin karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olmaları gerekir. Henüz doğmamış veya takas anında sona ermiş alacaklar takas edilemez.
Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, def’i olarak da ileri sürülebilir. Takasın def’i olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup def’i sebebi ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir.
Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren hakka defi denir. Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı “savunmanın genişletilmesi yasağı” ile karşılaşabilir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz.
Somut olayda, davalı tarafından davalı tarafça davacı hakkında Halk Bankası tarafından … 2. İcra Müdürlüğünün 2009/7224 sayılı takip dosyasıyla yürütülen icra takibi sebebiyle, davacı yerine 26.01.2010 tarihinde iki makbuz karşılığı 3.615,00 TL ödeme yapıldığı gerekçesiyle işçilik alacaklarına karşılık takas def’i ileri sürülmüş, Mahkemece mahsup ve takasa ait alacakların kesin ödenebilir alacak olmadığı, ayrıca davalı tarafından dosyaya sunulan karşı alacakların davacı hakkında yapılan haciz takiplerinde 3. şahıs ihbarnamesinde davalı işverenin davacıya ödemesi gereken hak ve alacakların haczedilmesine karar verilmiş olduğu gerekçesiyle bu konudaki mahsup ve takas taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece öncelikle davalı tarafça yapılan ödemenin haciz ihbarnamesi sonucu mu yoksa davacıya borç olarak mı yapıldığı tespit edilmelidir. Ödemenin haciz ihbarnamesi uyarınca yapıldığının anlaşılması halinde davacının ücret alacağı talebi olmadığından davalının takas ve mahsup talebinin reddine karar verilmelidir. Aksi durumda ise yani ödemenin borç olarak yapıldığının anlaşılması halinde ise Mahkemece borç miktarı belirlenmeli, davalının takas ve mahsup talebi değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.