Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/13834 E. 2020/5074 K. 12.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/13834
KARAR NO : 2020/5074
KARAR TARİHİ : 12.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren yanında aylık 6.000,00 TL ücretle inşaat mühendisi saha şefi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, davacı işçinin 07.00-19.00 saatleri arasında haftanın yedi günü çalıştığını, resmi ve dini bayramlarda da çalıştığını belirterek ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacı ile idare arasında iş sözleşmesinin olmadığını, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, kurumun ihale makamı olduğunu, alacakların haksız olduğunu ve kurumdan istenemeyeceği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının gerekçesi açıklanmayan tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının ihale makamı olup olmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesinin 6.fıkrasına göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur”.

4857 sayılı Kanunu’nun 3.maddesinin 2.fıkrasına göre alt işveren, kendi işyerinin tescili işçin asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte işyerinin kayıtlı olduğu bölge müdürlüğüne bildirim yapmakla yükümlüdür. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşmede bulunması gerekli diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar Alt İşverenlik Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 5.maddesinin son fıkrasında bir işyerinde her ne suretle olursa olsun asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulmasının yeni bir işyeri kurulması olarak değerlendirileceği öngörülmüştür.
İş Kanunu’nun 2/6.maddesine göre asıl işveren-alt işveren ilişkisinin ortaya çıkabilmesi için kurulan bu yeni işyerinde işçi çalıştıran bir asıl işverenin varlığı şarttır. Başka bir anlatımla, asıl işverenin o işyerinde işçi çalıştırarak işveren sıfatını koruması, işin bütününün yapılmasını başka bir işverene devretmemiş bulunması gerekir. Bu husus, Yönetmeliğin 4.maddesinin a bendinde “Asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olayda, davalı …, Diyarbakır Çevre Yolu (Güney Batı) KM: 13+000-42+326 arası Toprak İşleri Sanat Yapıları ve Üst Yapı İşleri kapsamındaki işleri, dava dışı şirkete ihale suretiyle yaptırmaktadır. Bu nedenle, davalı …’nün sorumluluğunun İş Kanunu’nun 36. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Davalı … ihale ile kurulan bu yeni işyerinde işçi çalıştırmamaktadır. Söz konusu yol yapım işinin tamamı dava dışı şirkete verilmiştir. Buna göre davalı … ile davadışı şirket arasındaki ilişki ihale makamı-müteahhit ilişkisi olup, Mahkemece davalı … Müdürlüğünün dava konusu alacaklardan sorumluluğu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 12.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.