Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/13364 E. 2017/16295 K. 06.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/13364
KARAR NO : 2017/16295
KARAR TARİHİ : 06.07.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı … vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı … Belediyesinde çöp toplama biriminde 01.01.2007 tarihinden itibaren, çöp kamyonunda çöp toplayıcı olarak çalışmakta olduğunu, belediyenin, haftaiçi mevcut kadroyu 1 ya da 2 saat fazla çalıştırdığını, Cumartesi ve Pazar günleri 8 saat çalışma yapıldığını, resmi tatil ve bayram günlerinde aynı şekilde tam gün çalışma yapıldığını, buna karşın fazla çalışma ücretlerinin ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, davacının, işe girdiği tarihten itibaren hiç yıllık izin kullanmadığını, belirterek işçilik alacaklarını istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı … vekilleri temyiz etmiştir.
A-Davalı temyizi yönünden:
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre belirlenen alacak miktarı ve temyize konu edilen miktar 474,43 TL olup, karar tarihi itibari ile 1.890,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 427, 432 maddeleri uyarınca REDDİNE,
B-Davacı temyizi yönünden:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; Mahkemece davacının haftalık 45 saati aşan çalışma yaptığının belirlenememesi gerekçesi ile fazla çalışma talebinin reddine, karar verilmiş, davacı tarafın hafta tatili alacak talebi bulunmadığından hafta tatili alacağının hesaplanmadığı belirtilmiştir. Davacının hafta tatili günü hariç fazla çalışma yapmadığı yönündeki tespit doğru ise de davacı dava dilekçesinde hafta tatili alacağını ayrı bir alacak olarak talep etmemiş, ancak hafta tatili günü çalışıldığına dair iddiada bulunmuş, davacı ve davalı tanıkları da bu iddiayı doğrulamışlardır. Dairemiz uygulamaları, davacı hafta tatili alacağını ayrı bir kalem olarak talep etmemiş olsa bile bu yönde bir iddiası olduğu takdirde fazla çalışma alacağı içinde hesaplanabileceği yönündedir. Bu nedenlerle davacının fazla çalışma alacağının yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.