Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/8427 E. 2019/6574 K. 26.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8427
KARAR NO : 2019/6574
KARAR TARİHİ : 26.03.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 20.09.2007-31.10.2014 tarihleri arasında tarakçı olarak çalıştığını, aynı işyerinde çalışan mesai arkadaşı …’a şaka yapmak amacıyla ip kırıntılarını çalıştığı makinenin yanına attırması üzerine …’ın sinirli tavrı nedeniyle şakayı uzatmayarak kendisinin koydurduğunu belirttiğini …’ın elindeki demirle kafasına vurduğunu, ancak olayın kazara olması nedeniyle birbirlerinden özür dileyip şikayetçi olmadıkları halde olayın işverene aksettirilmesi üzerine işverenin fırsattan istifade ederek iş akdininin haksız feshine karar verdiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı ile …’ın birbirlerine diğer işçiler önünde ana avrat küfür ettiklerini ve …’ın …’ın kafasına demir çubukla vurduğu ve hastanelik ettiği olayın şakalaşma amacıyla başladığı iddia edilmişse de şakalaşma amacını çok aştığını, feshin haklı nedene dayandığını, işyerinde üçlü vardiya sisteminin uygulandığını, ulusal bayram genel tatillerde çalışılmadığını, yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının yıllık izin ücreti ve bayram ikramiyesi talebinin kabulüne diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı ve hesabı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Aynı kurallar hafta tatili ücreti bakımından da geçerlidir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Mahkemece davacının fazla çalışma süresinin tespitinin imkansızlığı, milli bayram ve genel tatil günlerinde işin durumuna göre çalışıldığı, söz konusu çalışmalarının sürekli olmadığının anlaşılması ve özellikle davacı tanıkları uyumlu anlatımlarında çalışma yapılması halinde fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili çalışmalarının karşılığının ödendiğini beyan etmeleri karşısında davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili, milli bayram-genel tatil çalışma ücret alacağı taleplerinin ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Kural olarak fazla mesai yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını ispat yükü işçiye, ödendiğini ispat yükü ise işverene düşmektedir.
Dosya içeriğine göre davalıya ait işyerinde üçlü vardiya sistemiyle çalışıldığı ancak işe gelmeyen veya mazereti bulunan işçi yerine olmak üzere bir vardiya ayda en az bir defa fazla çalışma yapıldığı ve yine tanık beyanlarına göre (davalı tanığı … da dahil) ayda iki kez pazar çalışmasının olduğu belirtilmiştir. Yani işçi tarafından ayda bir vardiya karşılığı fazla mesai yapıldığı ve ayda 2 hafta tatilinde çalışıldığı ispat edilmiştir. Mahkemece bu veriler gözönüne alınarak fazla çalışma ve hafta tatili çalışmalarının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.