Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/8374 E. 2019/10167 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8374
KARAR NO : 2019/10167
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, …11. İş Mahkemesinin 2013/1189 esas 2014 karar sayılı kararının Yargıtay ilamı ile onanması üzerine müvekkilinin kesinleşen Mahkeme kararı gereğince işe başlatılmasını talep ettiğini, müvekkilinin yasal süresi içinde son taşeron … Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ltd. Şti’den işe iade talep ettiğini ancak işe başlatılmadığını, müvekkilinin işe başlatılmayarak iş akdinin feshedildiği tarihin 25/02/2015 olduğunu, hesaplamaya esas Şubat 2015 tarihindeki emsal işçi ücretinin celbi ile davacının işe başlatılmadığı tarihteki ücretinin tespitini, …28. İcra Müdürlüğünün 2015/5477 esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hüküm altına boşta geçen süre ücreti alacağı net 5.123,36 TL, işe başlatmama tazminatı ise net 5210,15 TL’dir. Ne var ki; davacının icra takibinde talep ettiği miktarlar, boşta geçen süre ücreti alacağı yönünden net 4.764,00 TL, işe başlatmama tazminatı miktarı yönünden ise net 4.661,15 TL’dir. Davada ıslah yapılmadığı gibi ek bir dava da açılmadığı dikkate alındığında mahkemece icra takibinde talep edilen miktardan fazlası yönünden hüküm kurulması talep aşımı mahiyetinde olduğundan hatalıdır.
3- Öte yandan, Mahkemece açıkça dosyada aldırılan bilrikişi raporuna göre hüküm kurulmasına karşın, net 5.123,36 TL dört aylık boşta geçen süre ücreti alacağının hüküm yerinde “aylık brüt alacağı” olarak belirtilmesi de doğru bulunmamıştır.
4-Taraflar arasında icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı da bir diğer uyuşmazlık konusudur.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, davacının yaptığı takip işe iade sonrası isteklere ilişkin olup bu alacakların hesaplanması ve miktarı bakımından uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 09.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.