Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/6858 E. 2018/27017 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6858
KARAR NO : 2018/27017
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2007-2013 yılları arasında davalı nezdinde yönetmen yardımcısı olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca kendisine fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışma alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ilgili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının görevlendirme yazısı olmadan fazla çalışma yapamayacağı dolayısıyla fazla çalışma ücreti isteyemeyeceği, dolayısıyla davacının talebinin hukuki dayanağı olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Dosya içeriğine göre, yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu uyuşmazlık konusudur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” hükmü yer almaktadır .
İş mahkemesinin yetkisini düzenleyen anılan maddede yer alan yetki kuralı kamu düzeni ilişkin olup kesin niteliktedir. Söz konusu hükme göre davacı işçi, davayı işin yapıldığı yer mahkemesinde açabileceği gibi davalının ikametgâhı mahkemesinde de açabilir. Tercih hakkı her durumda dava açana aittir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının, işçilik alacaklarının tahsili için kendi ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde dava açtığı, mahkemece davanın esasına girilerek talep konusu alacakların hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan hizmet belgesi, diğer işyeri kayıtları ve tanık beyanları uyarınca, davacı davalı Bankanın … ve … şubelerinde çalışmış olup, iş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son çalıştığı yer … Şubesi’dir. 5521 sayılı Kanun’un 5. maddesinde belirtilen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup öngörülen yetkili mahkemelerden birini tercih hakkı işçiye aittir. Davacı işçinin kanuni yetkili mahkeme dışında başka bir yer mahkemesinde dava açması tercih hakkını ortadan kaldırmayacağı gibi bu seçim hakkının işverene geçmesi sonucunu da doğurmaz. Davacı tarafından davanın açıldığı yer mahkemesi yetkisiz ise de; bu konuda davacının tercihine göre davacının son çalıştığı yer … Şubesi ya da dava açıldığı tarihte şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olarak belirlenmesi gerekirken mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.