Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/5206 E. 2019/3225 K. 13.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5206
KARAR NO : 2019/3225
KARAR TARİHİ : 13.02.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücreti alacağının olup olmadığı ve davacı işçinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf işyerinde normalde üç vardiya olarak günlük 8 saat çalışması gerekirken haftanın 7 günü 18.00-08.00 saatleri arası 14 saat çalıştığını, koşulların çok ağır olduğunu, koşulların iyileştirilmesini istediğini ancak düzeltilmediğini, zorunlu olarak işten ayrıldığını iddia ederken, davalı taraf davacının 8.8.2011 tarihli istifa dilekçesi ile işyerinden şahsi nedenlerle kendi işini kurmak için ayrıldığını, çalışma saatlerinin 3 vardiya olarak düzenlendiğini savunmuştur. Mahkemece, işyerinde sekizer saatlik 3 vardiya halinde çalışıldığı, fazla mesai yapılmadığı anlaşıldığından davacının iş akdinin haklı nedenlere dayanmaksızın feshettiği gerekçesiyle kıdem tazminatı talebi, fazla mesai yaptığını ispatlayamadığı gerekçesiyle de fazla mesai alacağı talebi reddedilmiştir.
Dosya içeriğinde bulunan davacının 08.08.2011 tarihli dilekçesinde “…devriye ve danışma memurluğu yapmaktayım. Aldığım maaştan ve ailevi sorunlarımdan dolayı ve kendi işimi yapmak için bir miktarda borcum olduğundan dolayı tazminatımı talep etmekteyim..” şeklinde bir açıklama yaptığı, yine dosyaya sunulan imzalı-imzasız ücret bordrolarının bir kısmında fazla mesai tahakkukları bulunduğu, davacı tanığı…’in haftanın 7 günü çalışma olduğunu, fazla çalışma olduğu zaman mesai alındığını beyan ettiği görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarında belirtilen vardiya saatlerine göre çalışma süresinin haftalık 45 saate tekabül ettiği, karşılığı ödenen fazla mesai dışında ayrıca fazla çalışıldığına dair delil bulunmadığınından fazla mesai olmadığı belirtilmiştir. Ücret bordrolarının bir kısmında fazla mesai tahakkukunun yer almasının davalı işyerinde fazla mesai yapıldığını gösterdiği, davacının işyerinden ayrılış nedenleri ile davacı tanığı…’in haftanın 7 günü çalışma olduğu beyanıyla davacıyı doğruladığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının fazla mesai alacağının bulunduğu, bu nedenle de iş akdini haklı nedenle feshettiği anlaşılmakla davacının fazla mesai alacağının hesaplanması ve fesih sebebine göre kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.