Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/4442 E. 2019/1716 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4442
KARAR NO : 2019/1716
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı şirket yetkilisi tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı şirket yetkilisi temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına esas çalışma süresi hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Dosya içeriğine göre, davacı, davalı işyerinde santral operatörü olarak çalışmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; tanık beyanlarına göre davacının tüm çalışma süresince haftada onsekiz saat fazla çalışma yaptığı ve hafta tatili ile dini bayramlar dışında ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davalı işyerinde davacı ile aynı işi yapan davacı tanığı … “…Mart ayında işe başlar, Ocak ayına kadar 10 ay boyunca hafta tatili olmaksızın dediğim saat aralıklarında full çalışırdık. Ocak ayı ile Mart ayı arasında maaşsız bir şekilde ücretsiz tatilimiz vardı … kış ayında beton dökme işi olmazdı….” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyan karşısında mahkemece öncelikle yapılan işin niteliği de dikkate alınarak mevsimsel çalışma koşullarının ilgili yerlerden sorulmak suretiyle yaz ve kış ayları çalışma koşulları belirlenerek ve tanıklar yeniden dinlenilerek iş yerinde davacının yaz-kış aylarında aynı koşullarda çalışıp çalışmadığı açıkça tespit edilerek fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yeniden belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.