Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/4275 E. 2019/996 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4275
KARAR NO : 2019/996
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 05.01.2012-18.07.2013 tarihleri arasında davalı Belediyede ağır vasıta şoförü olarak çalıştığını, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, kesintisiz çalışmasına rağmen her ihale döneminde habersiz olarak giriş-çıkış yapılarak gün kaybına uğraması, ulusal bayram ve genel tatil günü çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve yıllık izinlerinin gereği gibi kullandırılmaması nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … Ltd. Şti. vekili, davacının istifa ederek ayrıldığını, alacak iddialarının doğru olmadığını beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Belediye vekili, husumet itirazında bulunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Dosya içeriğine göre, davacının ”…işyerinizde 05.01.2012-18.07.2013 tarihleri arasında çalışmış bulunmaktayım. Sözkonusu çalışma sürem içerisinde doğan tüm kanuni ve akdi haklarımı aldım. İşyerinizden şahsi gerekçelerimle, kendi istek ve rızamla herhangi bir baskı olmadan 18.07.2013 tarihinde ayrılmak istiyorum. Gerekli işlemin yapılmasını arz ederim.” şeklindeki el yazılı dilekçesi ile iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde, iş sözleşmesini kesintisiz çalışmasına rağmen her ihale döneminde habersiz olarak giriş-çıkış yapılarak gün kaybına uğraması, ulusal bayram ve genel tatil günü çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve yıllık izinlerinin gereği gibi kullandırılmaması nedeniyle feshettiğini iddia etmiştir. Mahkeme tarafından, davacının ödenmemiş ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunması ve ihale döneminde giriş-çıkış yapılması sebebiyle haklı nedenle iş akdini feshetmiş olduğu değerlendirilerek, kıdem tazminatına hak kazandığı kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı “şahsi gerekçelerimle” şeklindeki açıklama ile iş sözleşmesini feshetmiş olduğundan, fesih gerekçesi ile bağlı olduğu gözetilerek haklı sebebi kanıtlaması gerekmektedir. Fesih bildiriminde belirtilen “şahsi gerekçe” ibaresinin eksik ya da hiç ödenmeyen işçilik alacaklarını, çalışma süresine ilişkin eksik gün bildirimlerini kapsadığı düşünülemez. Diğer taraftan, istifa dilekçesinin iradesi fesada uğratılarak düzenlendiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Hal böyle olunca, açık fesih gerekçesi karşısında, mahkeme kararında ifade edilen ödenmeyen ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunduğu, ihale döneminde giriş-çıkış yapıldığı gerekçesiyle feshin haklı olduğu kabul edilemez.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, davacının haklı bir neden olmaksızın iş akdini feshettiği anlaşıldığından, kıdem tazminatı alacağının reddi yerine, yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.