Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/42 E. 2018/25148 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/42
KARAR NO : 2018/25148
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalıya ait işyerinde 01.01.2001 tarihinde çalışmaya başlayan müvekkilinin iş akdinin 28/11/2011 tarihinde sona erdiğini, davalı işyerinde … Sendikası ile … Belediyesi arasında bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesinin uygulandığını, ancak toplu iş sözleşmesindeki ücret zamlarının 01/01/1999’dan itibaren tam olarak tatbik edilmediğini ya da gelişigüzel tatbik edildiğini, toplu iş sözleşmesinde tespit edilen ikramiye alacakları ve kömür yardımı, aile yardımı gibi sosyal hakların müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin davalı işyerinde otobüs ve kamyon şoförü olarak çalıştığından daima hafta içinde en az 5 saat fazla mesai yaptığını, hafta sonlarında ve dini bayramlarda da çalışmasına rağmen mesai alacaklarının ödenmediğini, yıllık ücretli izin alacaklarının da kullandırılmayarak çalıştırılan müvekkiline izin alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek ücret farkı alacağı, ikramiye alacağı, hafta içi ve hafta sonu mesai alacağı, resmi ve dini bayram mesai alacağı, yıllık izin alacağı ile TİS ile sağlanan ancak ödenmeyen sosyal yardım alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı belediye vekili, cevap dilekçesi sunmamış , duruşmalarda davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
10/04/1992 gün ve 1991/7 esas 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi uyarınca hüküm fıkrası ile gerekçe arasında veya tefhim edilen kısa karar ile gerekçe arasında çelişki olması bozma sebebidir.
Dosya içeriğine göre, gerekçeli kararda, davalı tarafın zaman aşımı itirazları nazara alınarak ek bilirkişi raporu ile tespit edilen fark ücret ve ikramiye alacağının davacıya ödemesi gerektiği sonucuna varıldığı açıklandıktan sonra ilk bilirkişi raporundaki hesaplama uyarınca karar verilerek bu şekilde gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22/11/2018 gününde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.