Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/4087 E. 2019/1094 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4087
KARAR NO : 2019/1094
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalıların cevabının özeti:
Davalılar, süre uzatım dilekçesi vermekle birlikte cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin temyiz dilekçesi ekinde, bazı aylara ilişkin davacı talepleriyle ilgili bazı tahakkuklar bulunan imzasız ücret hesap pusulası ve bordroları ile banka hesap ekstreleri olarak sunulan listeler yer almaktadır. Banka hesap ekstrelerindeki davacıya ödenen maaş miktarları ile ücret hesap pusulası ve bordrolardaki miktarların örtüşmekte olduğu görülmektedir. Bu belgeler, her ne kadar ilk defa temyiz dilekçesi ekinde sunulmuş ise de, hakkı kısmen veya tamamen ortadan kaldırabilecek nitelikteki belgelerin yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi dikkate alınması gereklidir. Anılan sebeple, mahkemece banka kayıtları getirtilerek temyiz dilekçesindeki belgeler değerlendirilmeye tabi tutulmalı ve bunun yanısıra banka kayıtları ile ödeme miktarlarının uyumlu olması halinde sonucuna göre davacı talepleri hakkında bir değerlendirme yapılmalıdır.
3-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı Kanun’un 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir. Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur. İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Dosya içeriğinden somut olayda; davacı işçinin davalı … … San. Tic. A.Ş.’nde 25.04.2008-23.07.2008 tarihleri arası ve 04.04.2010-16.04.2010 tarihleri arasında çalışmalarının bulunduğu, davacının fesih tarihi itibariyle işvereni diğer davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’ndeki çalışmalarının ise 19.06.2009-30.10.2009 tarihleri arası ve 07.06.2010-12.10.2013 tarihleri arası(kesintili) olduğu görülmektedir. Davacının davalı … … San. Tic. A.Ş.’ndeki çalışma tarihlerine göre işyeri devrinden itibaren dava tarihi itibariyle 2 yıllık sürenin geçtiği, bu nedenle davalı … … San. Tic. A.Ş.’nin sadece kıdem tazminatından kendi çalışma dönemi ve devir tarihindeki ücret seviyesi ile sorumlu olacağı açıktır. Kaldı ki, feshe bağlı haklardan ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağından son işverenin sorumlu olacağı davalı … … San. Tic. A.Ş.’nin sorumlu tutulamayacağı da açıktır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
4-Diğer yandan, iki davalı bulunmasına rağmen hükümde kabul edilen alacaklara ilişkin olarak “davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulması hatalı olup sorumluluk durumlarına göre davalıların hükümde belirtilmesi gerekmektedir.
5-Ayrıca davacı taraf, iş akdinin 12.10.2013 tarihinde davalı tarafça hiçbir haklı neden gösterilmeksizin tek taraflı olarak feshedildiğini iddia etmiştir. Ancak, mahkemece davacının iddia etmediği bir şekilde iş akdini işçinin haklı nedenle feshettiğinin kabul edildiği görülmektedir. Dosya kapsamından ve davacı tanıklarının beyanlarından, davacının iş akdinin işveren tarafından haksız feshedildiği, davalı işverenin haklı nedenle feshi ispat edemediği anlaşıldığından sonuç olarak ihbar tazminatına hükmedilmesi doğru olmakla birlikte davacının iddia etmediği bir şekilde ücretlerinin ödenmediği sebebine dayalı olarak iş akdinin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiğinin kabulüyle karar verilmesi hatalıdır. Bu kabule göre de, davacının iş akdini haklı nedenle feshinde ihbar tazminatına hükmedilemeyeceği açıktır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.