Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/3922 E. 2019/746 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3922
KARAR NO : 2019/746
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının iş akdinin gerekçe gösterilmeden sözlü olarak feshedildiğini ve yasal haklarının ödenmediğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve ödenmeyen 2009 yılına ait 4. 5. ve 6. ay ücret alacaklarını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı Temyizi Yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, yerinde bulunmayan ve sebepleri bildirilmiş olmayan bozma isteğinin reddine,
Davalı Temyizi Yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının davalı iş yerindeki hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı, 01.09.1996 da iş yerinde çalışmaya başladığını Kasım 1999 ile 01.06.2001 tarihleri arasında askere gittiğini sonrasında ise yine kesintisiz olarak 03.07.2009 tarihine kadar davalı iş yerinde çalıştığın ileri sürmüş; davalı ise, davacının sadece kayıtlarda gözüken dönemlerde iş yerinde çalıştığını, iddia ettiği dönemde farklı işverenlerde çalışması olduğunu bu dönemlerin hizmet süresine katılmaması gerektiğini, davacının iş yerinde kesintisiz bir çalışması olmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketin 19.12.1997 de ticaret siciline tescil edildiğinden davacının da bu tarihte işe girişi yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, ayrıca işverenin davacının akrabası olması sebebi ile başka işverenler yanında ara ara sigortalı gösterildiği bununda muhasebecinin başarısı olduğu keza farklı işverenlerden birinin de işverenin muhasebecisi olduğu belirtilerek 19.12.1997-03.07.2009 tarihleri arasında askerlik dönemi olan 15.11.1999-01.06.2001 tarihleri arası dışlanarak kesintisiz çalıştığı değerlendirilmiştir. Hizmet döküm cetveline göre, davacının 01.02.2003-01.07.2004 tarihleri arasında 1046938 sicil numaralı davalı iş yerinde çalıştığı ve iş yeri adresinin … olduğu, 18.06.2005-31.05.2007 tarihleri arasında 1065717 sicil numaralı davalı iş yerinde çalıştığı, 04.09.2007-01.10.2007 tarihleri arasında 1111995 sicil numaralı Fazlı Genç ünvanlı iş yerinde çalıştığı ve iş yeri adresinin … olduğu, 25.10.2007-20.02.2008 tarihleri arasında 1113088 sicil numaralı iş yerinde çalıştığı ancak işyerinin kime ait olduğunun belli olmadığı, 10.03.2008-01.07.2008 tarihleri arasında 1129078 sicil numaralı davalı iş yerinde çalıştığı, 01.08.2008-25.10.2008 tarihleri arasında 1339362 sicil numaralı … Ltd. Şti. /… Ltd. Şti. Ortak Girişiminde çalıştığı ve iş yeri adresinin … olduğu, ve en son olarak 07.05 2009-06.07.2009 tarihleri arasında yine 1129078 sicil numaralı davalı iş yerinde çalıştığı görülmüştür.
Davacı, somut olayda davalıya ait aynı iş yerinde askerlik dönemi dışında kesintisiz çalıştığını ileri sürmüş ise de, hizmet döküm cetveli kayıtlarına göre davacının farklı işverenler yanında çalışmalarının bildirildiği görülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 01.08.2008 – 25.10.2008 tarihleri arasında 1339362 sicil numaralı … Ltd. Şti. /… Ltd. Şti. Ortak Girişiminde çalıştığı ve … Ltd. Şti.’nin şirket müdürü ve ortağı olan Kılıçaslan Baltacı nın davalı tanığı olarak dinlendiği ve beyanında açıkça “ben inşaat tahahüt işi yapmaktayım davacı kısa bir süre benim yanımda çalışmıştır yukarıdaki olayların tarihlerini hatırlamıyorum, tam hatırlayamamakla birlikte davacı benim yanımda 2008 yılı sonlarında çalışmıştır” şeklinde beyanda bulunarak davacının bir dönem kendi yanında çalıştığını beyan ettiği ayrıca davacının 04.09.2007-01.10.2007 tarihleri arasında 1111995 sicil numaralı Fazlı Genç ünvanlı iş yerinde çalıştığı ve …’in davalı işyerinin muhasebecisi olduğu ve davalı tanığı olarak yargılama esnasında dinlendiği ve, tahminen 2000 yılından beri davalı iş yerinde muhasebeci olarak 2011 yılının Aralık ayına kadar çalıştığını beyan ettiği ancak mahkemece bu tanığa davacının kendi iş yerinde çalışıp çalışmadığı hususunun sorulmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde yer alan 09.06.2003 tarihli vekaletname ile davalı işveren tarafından davacıya iş yeri ile ilgili genel bir vekaletname verilerek işveren vekili gibi bir çok işlemi yapma yetkisi verilmiş ve 13.07.2009 tarihinde ise azilname düzenlenmiştir. Her ne kadar davalı iş yerinden ara dönemeler de davacının çıkışı verilmiş ve vekaletnamenin geçerli olduğu dönemde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre başka iş yerlerinde çalışması gözükmekte ise de en son 06.07.2009 tarihinde ki çıkıştan sonra azilnamenin düzenlendiği görülmüştür.
Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak Mahkemece davacının hizmet döküm cetvelinde davalı iş yeri dışında çalıştığı 25.10.2007-20.02.2008 tarihleri arasında 1113088 sicil numaralı işyerinin kime ait olduğu tespit edilmeli, şirket adresi, ortakları tespit edilerek davalı iş yeri ile bağlantısı olup olmadığı belirlenmeli, taraf tanıkları yeniden dinlenmeli ve özellikle davacının ara dönemde çalışmasının gözüktüğü … davalı tanığı olduğundan 04.09.2007-01.10.2007 tarihleri arasında davacının kendi yanında çalışıp çalışmadığı da ayrıca bu tanıktan sorulmalı ve davalı işveren tarafından verilen vekaletname ve azilname tarihleri de göz önünde bulundurularak davacının davalı iş yerinde fiili olarak hangi tarihler arasında çalıştığı titizlikle incelenerek hizmet süresi belirlenmeli ve sonucuna göre belirlenecek çalışma süresi üzerinden talep konusu alacaklar yeniden hesaplattırılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.