Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/3440 E. 2019/1058 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3440
KARAR NO : 2019/1058
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin işyerinde … arasında kömür nakliyatını yapmak üzere şoför olarak 17.06.2012-21.03.2013 tarihleri arasında çalıştığını, dini ve milli bayramlar dahil her gün, günde yaklaşık 13-14 saat mesai yaptığını, çalışmasının karşılığının ödenmediğini, iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacınınn kendi isteği ile işten ayrıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapmadığını, fazla çalışmasının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram, genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve fazla mesai süresinin hesaplanması noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının ispatı bakımından da geçerlidir.
Somut olayda, davacı davalı işyerinde şoför olarak çalışmış olup, her gün 07.00’de işe başladığını, … arasında günde iki defa kömür nakliyesi yaptığını, yaklaşık 13-14 saat çalıştığını, dini ve milli bayramlarda da çalışmaya devam ettiğini ileri sürmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanığı beyanına göre davacının ulusal bayram ve genel tatil günleri dahil haftanın altı günü, günde 14 saat çalıştığı, haftalık 27 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmek suretiyle talep konusu alacakları hesaplanmıştır. Ancak dosya kapsamında nakliye fişleri, sevk irsaliyeleri ve diğer işyeri kayıtlarının eksik olduğu anlaşılmakla, ilgili kayıtların celp edilerek davacının haftanın kaç günü, günde kaç sefer yaptığı tespit edilmeli; davacının günde iki sefer yaptığının tespiti veya kabulü halinde ise sefer yapılan yerler arasındaki uzaklık da dikkate alındığında günde 12 saat çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmalıdır.
Davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışması bakımından ise, dinlenen davacı tanığı kendi çalışması yönünde açıklamada bulunmuştur. Davalı tanığı da ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olmadığını beyan etmiştir. Bu sebeple ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın davacı tarafından ispatlanmadığı gerekçesiyle ilgili talebin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.