Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/33473 E. 2020/5034 K. 12.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/33473
KARAR NO : 2020/5034
KARAR TARİHİ : 12.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıya ait işyerinde 27.06.2007-12.08.2012 tarihleri arasında çalışmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının Ankara’daki işyerinde yapılan çalışmalarına ilişkin olarak davalı tarafın beyanları ile, davacının Alanya’daki işyerinde yapılan çalışmalarına ilişkin olarak davacı tanıklarının beyanları ile fazla çalışma yaptığının ispatlandığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı tanıklarından … beyanlarında, 2010 Nisan-2010 Aralık tarihleri arasında çalıştığını, Müslüm Alpay Oruç ise 2011 Haziran ayında işe başladığını ve 3-4 ay kadar çalıştığını belirtmiştir. İşyerinde çalışan tanıkların beyanlarına ancak davacı ile birlikte çalıştıkları süre ile sınırlı olarak itibar edilebilir. Şu halde; Mahkemece, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilen Alanya’daki çalışmalara ilişkin dönem açısından davacı tanıklarının işyerinde davacı ile birlikte çalıştıkları dönem ile sınırlı olarak fazla çalışma alacakları hüküm altına alınmalıdır. Diğer yandan, yine davacı tanıklarının işyerinde davacı ile birlikte çalıştıkları dönem ile sınırlı olarak ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.