Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/33199 E. 2017/3256 K. 23.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/33199
KARAR NO : 2017/3256
KARAR TARİHİ : 23.02.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı … Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri AŞ. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, ….’nin alt işveren olarak gözüktüğü … Operatörlü Çağrı Merkezi işyerinde müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, davalı …Ş.’nin asıl ve gerçek işveren olduğunun yargı kararları ile belirlendiğini ve iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …Ş., davalı şirket ile davacı arasında işçi- işveren ilişkisi bulunmadığını ve davacının işvereninin diğer davalı …. olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …., davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davalı …Ş. yönünden davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine, davalı …. yönünden ise feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin …. işyerindeki işine iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı …. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe :
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunadır.
İş Kanunu’nun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda; davalı işyerinde müşteri temsilcisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin 12.09.2013 – 29.09.2014 tarihleri arasında tutulan tutanaklara istinaden 4857 sayılı Kanun’un 25/2. maddesi gereğince feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş ise de; davacı hakkında 12.09.2013 tarihinden 29.09.2014 tarihine kadar performans düşüklüğü, üç çağrıda müşterilere yeterli hizmeti vermeyerek “sıfır” puan alma ve işine gerekli özeni göstermeme, karşıladığı bir çağrıda müşteri ile ilgilenmeyerek çağrının 06:52. saniyesinde çevresiyle konuşma ve işini savsaklama, 2014 yılı temmuz ayında çalışması gereken süreden yirmi dört saat eksik çalışma ve eksik çalışmayı tamamlamama, 04.08.2014 tarihli 07:00-15:30 vardiyasında sürekli bir dakikanın altında tuşlamalar yaparak alması gereken çağrıları karşılamama ve diğer çalışma arkadaşlarının iş yükünü arttırma, sistemi hazırda bekleterek bildirimsiz olarak lokasyonu terk etme ve işyeri çalışma kurallarına uymama içerikli tutanaklar tanzim edilmiş olup, işçinin bu davranışları iş akışını bozucu niteliktedir ve delil durumuna göre işyerinde olumsuzluk yaratmıştır. Artık işverenden iyi niyet kuralları çerçevesinde iş ilişkisini devam ettirmesi normal ölçülerde beklenemez. Fesih haklı sebep boyutuna ulaşmamış ise de, sözleşmenin geçerli sebeple feshedildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 05.07.2012 tarihli işkolu tespiti kararından sonra davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı kabul edildiğinden, davalı …Ş. yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi de hatalıdır.
Belirtilen nedenlerle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 31.40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı … AŞ.’nin yaptığı 43,80 TL, davalı … Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri AŞ.’nin yaptığı 109,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.980,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca fazlaca yatırılan delil ve gider avanslarının karar kesinleştikten sonra talep halinde taraflara ayrı ayrı iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde taraflara iadesine, 23.02.2017 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.