Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/33163 E. 2020/4768 K. 10.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/33163
KARAR NO : 2020/4768
KARAR TARİHİ : 10.03.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya işyerinde önce çay paketleme, sonra üretim etiketleme, son beş yılda ise sevkiyat bölümünde depo sorumlusu olarak çalıştığını, net ücretinin 1.000 TL olduğunu, bu ücretin asgari ücrete isabet eden kısmının bankaya yatırıldığını, kalan kısmının elden ödendiğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen ücret miktarının eksik olması, fazla çalışma ücretinin, hafta tatili ücretinin, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödenmemesi üzerine iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ücretinin tamamının bankaya yatırıldığını, işyerinde 16/04/2013 tarihinde denetim yapıldığını, iş müfettişlerince kayıtların incelendiğini ve herhangi bir eksiklik bulunmadığının tespit edildiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, hafta tatili ve genel tatil çalışması olmadığını, iş sözleşmesinin davacının devamsızlık yapması üzerine haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut uyuşmazlıkta davacının kullanmadığı 141 gün yıllık ücretli izni bulunduğu kabul edilerek, bu süre üzerinden hesaplanan izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda imzalı bordrolardan kullanıldığı anlaşılan izin sürelerinin mahsup edildiği, imzasız bordrolardaki izin günleri konusunda ise davacı asilin beyanının alınması gerektiği ifade edilmiştir. Raporda ücret bordroları incelenmek suretiyle davacının kullandığı yıllık izin süreleri belirlenmiş ise de, dosya kapsamında imzalı yıllık izin defteri sureti bulunmaktadır. Öncelikle yıllık izin defterine göre değerlendirme yapılması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek izin ücretine hükmedilmesi hatalıdır.
Ayrıca, davalı taraf işyerinde 16/04/2013 tarihinde iş müfettişlerince denetim yapıldığını bildirmiştir. Gerçekten de, davacının 17/04/2013 tarihli yazılı ifadesinden yıllık izinlerini düzenli olarak kullandığını belirttiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) çerçevesinde, davacının bu belge konusunda beyanı alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Bir diğer uyuşmazlık hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan indirimin uygun olup olmadığı noktasındadır.
Mahkemece, bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından %20 oranında indirim yapıldıktan sonra belirlenen alacak miktarları hüküm altına alınmıştır. Tanık anlatımları doğrultusunda hesaplanan alacaklardan indirim yapılması yerinde ise de, dosyadaki delil durumu dikkate alındığında, % 20 oranındaki indirim azdır. Mahkemece davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine, çalışma süresine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti miktarına göre hesaplanan tutar üzerinden uygun bir indirim yapılarak söz konusu alacakların hüküm altına alınması gerekirken, %20 indirime göre yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.