Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/33071 E. 2020/4755 K. 10.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/33071
KARAR NO : 2020/4755
KARAR TARİHİ : 10.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 02/02/2008- 30/09/2011 tarihleri arası satış danışmanı olarak çalıştığını, fazla mesai , hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ödenmediği için iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş akdinin devamsızlık nedenine bağlı olarak haklı sebeple feshedildiğini, alacak iddiasının haksız bulunduğunu beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık mevcuttur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşçiye, garanti ücrete ilaveten, bahşiş, parça başına, satışa, sefer başına ya da kilometreye bağlı olarak prim ödemesi usulünün öngörüldüğü çalışma biçimlerinde, fazla çalışma ücretinin hesaplamasında, temel ücretin, garanti ücret kısmı ile prim kısmı birbirinden ayrılarak; prim üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücretinde sadece zam nispeti üzerinden (0,5 çarpanıyla); garanti ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ücreti kısmında ise (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak sonuca gidilmelidir.
Belirli bir kotaya bağlı olarak prim ödenmesinin kararlaştırıldığı hallerde ise, işçiye ödenen prim miktarı dikkate alınmaksızın sadece garanti ücret üzerinden (1,5 çarpanıyla) hesaplama yapılarak fazla çalışma ücreti belirlenmelidir.
Somut olayda; her ne kadar mahkeme tarafından gerekçeli karar içeriğinde davacının fazla çalışma ücret alacağı olduğunu ispat edemediği ifade edilmiş ve fazla çalışma ücret talebinin reddine karar verilmiş ise de, bu açıklamanın yanı sıra davacının sabit ücretine ilave olarak prim aldığının belirlenmesi nedeniyle fazla çalışma ücret alacağına hak kazanamadığı hususunun da belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin söz konusu alacak bakımından yapmış olduğu değerlendirmenin kendi içerisinde çelişkili bulunması isabetsiz olup, salt bu durum dahi bozma gerekçesi teşkil etmektedir.Kaldı ki, davacının fazla çalışma yapmak suretiyle çalıştığı davalı tanıklarının beyanları ile subut bulmuş olmakla, davacının sabit ücretinin yanı sıra almakta olduğu primin fazla çalışma karşılığı sayılamayacağı gözetilerek, primin satışa veya kotaya bağlı olup olmadığı belirlenmek suretiyle davacının fazla mesai ücretinin hesaplanarak alacağına hükmedilmesi gerekirken, aksi yönde yazılı şekilde verilen karar hatalı bulunup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.