Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2016/3127 E. 2019/255 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3127
KARAR NO : 2019/255
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı şirketin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacının kıdem tazminatından, davalı son alt işveren şirketin de sorumlu olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile eklenen fıkralarda, 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları bakımından; alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet sürelerinin, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunacağı, bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmelerinin 4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak sureti ile ödeneceği hususları düzenlenmiştir.
6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesinde kamu işverenleri arasındaki rücu işlemi düzenlenmiş olmakla birlikte, kamu asıl işvereninin alt işverenlere rücu işlemine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Kanun’un 2/6. maddesi hala yürürlükte olup, anılan kanun hükmü gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisinde; asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu çerçevede, son alt işveren ile asıl işveren, tüm işçilik alacaklarından birlikte sorumludur. Önceki alt işverenler ise, kıdem tazminatı açısından kendi çalıştırdıkları süre ve devir anındaki ücret seviyesiyle sınırlı sorumludur. Önceki alt işverenlerin devir nedeniyle fesih söz konusu olmadığından, feshe bağlı haklardan olan ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağından sorumlulukları yoktur. Diğer işçilik alacaklarından ise önceki alt işverenler kendi çalıştırdıkları sürede doğan alacaklardan sorumludur ve sorumlulukları devir tarihinden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süreyle de sınırlıdır.
Yargıtay ilke kararlarında işçilik alacaklarından işverenlerin sorumlulukları yukarıda belirtildiği üzere kabul edilmektedir. 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesine eklenen son fıkra ile Kamu İhale Kanunu kapsamında alt işverene bırakılan işlerde çalışan işçilerin, kıdem tazminatına esas hizmet sürelerinin birleştirileceği ve son kamu kurum ve kuruluşu tarafından kıdem tazminatının ödeneceği düzenlemesi getirilmiştir.
Buradaki asıl sorun, 112. maddeye eklenen fıkralarla, kamu kurumları açısından kıdem tazminatından sorumluluğun, salt son işveren kamu kurumu ile sınırlandırılıp sınırlandırılmadığıdır. 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmüne göre; kıdem tazminatından asıl işveren ve alt işverenin birlikte sorumluluğunun söz konusu olduğu ve sözü edilen hükümde bir değişiklik yapılmadığı halde, Kamu İhale Mevzuatına tabi alt işverenlik sözleşmeleri kapsamında çalışanların kıdem tazminatının salt son kamu kurumunda ödeneceğinin öngörülmesi, işçi açısından seçimlik hakkı bertaraf etmeyecektir.
Somut olayda; Mahkemece 6552 sayılı Yasa’nın 8. maddesi gereğince davacının kıdem tazminatından davalı …’nın sorumlu olduğu belirtilerek, hesaplanan kıdem tazminatı tutarından yalnızca davalı … aleyhine hüküm kurulmuştur.
Ne var ki, 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesindeki yeni düzenleme, aynı Kanun’un 2/6. maddesinde yer alan asıl işveren ve alt işverenin işçiye karşı birlikte sorumlu olduğuna ilişkin hükmü ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısı ile somut uyuşmazlık açısından bakıldığında; davalı son alt işveren … Hizm. Taah. San. Ve Ltd. Şti. bakımından da kıdem tazminatından sorumluluğun ortadan kalkmadığı, dava konusu tazminattan her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının gözetilmesi gerekirken, söz konusu şekilde hüküm tesisine gidilmesi hatalı olmuştur. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438 maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyize konu olan kararda; “10.600,00 TL kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı … ndan,” hüküm fıkrasının çıkartılarak, yerine “10.600,00 TL kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ” fıkrasının eklenmesine,
“Davalı şirket bakımından kıdem tazminatı talebinin REDDİNE,” hüküm fıkrasının da hükümden tamamen çıkartılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde … Büyükşehir Belediye Başkanlığına iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı …San. Ve Ltd. Şti.’ye yükletilmesine 09.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.