YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/31123
KARAR NO : 2020/3433
KARAR TARİHİ : 25.02.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılar … ile … vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’in inşaatlarda, cephe kaplama, fayans ve mermer döşeme işlerini taşeron olarak üstlenip yaptığını, …’nın ise, Elazığ depreminde yıkılan ve hasara uğrayan konutlar yerine yapılacak “Afet Konutları” yapım işini, diğer davalı … ile “ortak girişim” halinde üstlendiklerini belirterek, bu konutlardan Elazığ ve ve ilçelerinde 64 adet konutun, dış cephe kaplama, iç dış sıva, şap, fayans ve karo işlerinin yapılması için … ile adi taşeronluk akdedildiğini, davacının da 2013 yılı Nisan ayının başından itibaren bu sözleşme gereği üstlenilen işlerde mantolama ustası ekip elemanı olarak çalışmaya başladığını, haftanın 7 gününde de çalışıldığı halde puantajlarına yalnızca bir yevmiye yazıldığını, çalışılan hafta tatili günleri için kendilerine ayrıca zamlı ek yevmiye yazılmayıp, ödeme yapılmadığını, 2013 yılı Temmuz ayından itibaren ücretini alamadığını, aynı yıl Kasım ayı sonlarında ise mevsimin ve işin bitimi gerekçe gösterilerek diğer tüm işçilerle birlikte kendisinin de iş akdine sona verildirdiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı alacağı, ödenmeyen ücret alacağı, fazla çalışma ücret alacağı, hafta tatili ücret alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görüldüğü mahkeme yetkisiz olduğunu için yetki itirazında bulunduklarını, dava konusu işe ait yüklenici sözleşmenin 31/1. maddesi gereğince yetkili mahkemenin Elazığ mahkemeleri olduğunu, idarenin tek taraflı olarak yapmış olduğu işlem ve eylemlerden dolayı zarar gördüğünü iddia eden kişilerin başvruması gereken yargı yolunun idari yargı olduğunu, davanın müvekkili idare açısından husumet yönünden reddi gerektiğini, idarenin sadece ihale makamı olduğunu, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün cevabi yazısında da görüleceği üzere sözleşmede alt yüklenici öngörülmediğinden alt yüklenici çalıştırılmadığının belirtildiğini belirterek davanın öncelikle görev, yetki ve husumet yönlerinden aksi halde esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından talep edilen alacak kalemlerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının müvekkili nezdinde sadece 32 gün çalıştığını ve çalışmasının karşılığı olan hizmet bedelinin kendisi ödendiğini, çalışma süresinin sabit olduğunu ve bu çalışması neticesinde belirtilen alacak kalemleri yönünden tazminatına hak kazanmasının söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddi talep etmiştir.
Davalılardan … cevap dilekçesinde özetle; davalı ortak girişim ile, Elazığ depreminde yıkılan ve hasara uğrayan konutlar yerine yapılacak Afet Konutları yapım işinden 64 konutun dış cephe kaplama, iç dış sıva, şap fayans ve karo işlerini yapmak üzere anlaşma yaptığını, bu işlerde davacının da aralarında olduğu kişilerden meydana gelen 30 kişi ile çalışmaya başladıklarını, işin niteliği gereği kendisinin müteahitlerden para aldıkça işçilere ödeme yapabildiğini, ancak Temmuz 2013 ayından itibaren bir ödeme yapılamadığını, işçilerin daha sonra işin bitimi gerekçe gösterilerek işten çıkarıldıklarını, her ne kadar taşeron olarak gösterilmiş ise de aslında kendisinin taşeron değil davacının da aralarında bulunduğu diğer işçiler gibi bir işçi olduğunu savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanılan deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili, davalılardan … vekili ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Mahkemece, “Davalılardan …’e yöneltilen yemin teklifinin davalı tarafça kabul edildiği, ihbar tazminatına hak kazandığı ayrıca kendisine ödenmeyen fazla mesai alacağı haklarının bulunduğunu belirttiği, dosyanın hesap bilirkişisine tevdi edildiği, hesap bilirkişisinin raporunun da verilere ve denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli olduğu” gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davacının günlük ücretinin 100,00 TL olduğu kabul edilerek uyuşmazlık konusu talepler buna göre hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, dosya kapsamında iki ayrı bilirkişi raporu bulunmakta olup, her iki rapor arasında yapılan hesaplamalar yönünden önemli ölçüde farklılıklar olduğu görülmektedir. Mahkemece hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporuna hangi nedenlerle itibar edildiği karar gerekçesinde de açıklanmamıştır. Bu durumda gerek söz konusu çelişkilerin giderilmemesi gerekse gerekçeli kararda taraflara yüklenen haklar ve borçların tüm hukuki dayanaklarının tutarlılık içinde gerekçeleri ile birlikte ortaya konulmamış olması bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
2-Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının beyanları, gerekçeli karara bir başka dosyanın davacısına ilişkin beyanlar olarak geçmiştir. Davacı tanıklarının dava dışı “Fırat” isimli bir başka işçiye ilişkin beyanlarının, eldeki dosya ile ilgisi bulunmamaktadır. Aynı şekilde, gerekçeli kararda isimleri bildirilen davalı tanıkları doğru ise de, tanıkların beyanları bu dosyanın davacısı ile ilgili değildir. Gerekçeli kararda, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları yerine başka tanıkların beyanlarına yer verilmesi bir başka hatalı yöndür.
3-Kabule göre ise, … tarafından ihale edilen Afet Konutları Yapım İşini diğer davalı … ile birlikte üstlenen davalılardan …’ın dava tarihinden önce vefat ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekili, 17.03.2015 havale tarihli dilekçesinde anılan davalı hakkındaki davasını geri aldığını belirtmiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 123. maddesinde “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir” düzenlemesi mevcuttur. Bu durumda “davanın geri alınması” ancak karşı tarafın açık muvavakati ile hüküm doğurabilecek bir usul işlemi olup, davalı …’ın dava tarihinden önce öldüğü basit bir araştırma ile öğrenilebilecek iken, bu konuda gerekli özen gösterilmeden hakkında dava açılması sebebi ile davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.