YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/31116
KARAR NO : 2020/3262
KARAR TARİHİ : 24.02.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının işe iade davası açtığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, davacının yasal süresi içinde işe iade talebinde bulunduğunu ancak davalı tarafından davacının Ege İllerinde görevlendirilmek istendiğini, davacının Ankara’da yerleşik hayatı olduğunu, çocuklarının okula gittiğini, Ankara ilinde görevlendirilmek istediğini ancak talebinin kabul edilmediğini bu sebeple de işe iade edilmemeden kaynaklı alacaklarının tahsili için davalı aleyhine Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2014/23764 sayılı dosyasında takip başlattığını, itiraz sebebiyle takibin durmasına karar verildiğini beyan ederek; Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2014/23764 sayılı dosyasına yapılan itirazı iptali ile takibin devamına alacağın % 20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir..
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Mahmece tesis edilen kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1991/7 esas; ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı)
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Somut olayda, Mahkemece; ”Davalı işverence davacının Antalya’da hediyelik eşya dükkanı açtığı belirtilerek işe iade başvurusunda samimi olmadığı belirtilmiş ise de; bu konuda kesinlik arz etmeyen facebook yazışmalarının sunulduğu, davacı işçinin ise çocuklarının Ankara’da okuduğuna ilişkin yazılı belgeler ibraz ettiği, iş sözleşmesinin feshi ile işe iade kararının kesinleşmesi arasında 4 yıl kadar bir zaman geçtiği, bu arada başka bir yerde çalışmaları olmasının işe iade başvurusunun samimiyetini engellemeyeceği görülmekle, somut olaya ve hesap tekniğine uygun olan bilirkişi raporuna itibar edilerek, davacının ihbar tazminatı ile işe iade edilmemesine bağlı 4 ay boşta geçen süre ücreti ile birlikte sosyal yardım alacağı ve işe başlatmama tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile davacının taleplerinin kabulüne karar verildiğini kabul etmiş ise de, hüküm fıkrasında davacının işe başlatmama tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Her ne kadar Mahkemece dosya içeriğine göre davacının işe başlatmama tazminatının reddine karar verilmesi yerinde ise de, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki bulunması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca davacı dava dilekçesinde ücretin 3.700,00 TL olduğunu, 1.000,00 TL’sinin bankadan ödendiğini bakiyesinin ödenmediği, davalının da kaşesinin bulunduğu kasa defterinden de anlaşılalacağı üzere kendisine 2.500,00 TL ve 2.700,00 TL’nin ödendiğini bakiye 20.450,00 TL’nin ise ödenmediğini ileri sürmüş, 25/04/2016 tarihli dilekçesinde ise icra takip dosyasındaki alacak kalemlerinin miktarlarının Mahkemece somutlaştırılmasının istenmesi üzerine bu kez maaş alacağının 100,00 TL olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece davacının icra dosyasında talep etmiş olduğu ücret alacağının neden reddedildiği gerekçede açıklanmamıştır. Mahkemece kararın gerekçe kısmında ücret alacağının neden reddedildiğine ilişkin gerekçenin yazılmaması hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.